1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1984/1229 K: 1985/711 T: 15/04/1985


İmar planında değişiklik yapılmaksızın parselasyon planında yapılan düzeltme ile imar yolunun değiştirilemeyeceği

Dava, taşınmazın 6785 sayılı Kanunun 42.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin parselasyon planı ile bu planın dayanağı olan 1981/onay tarihli imar planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesinin kararıyla mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle parselasyon işleminin ve dayanağı olan planının dava konusu gayrimenkule ait kısmının iptaline karar verilmiş, bu karar davalı Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.

İmar planları ülke, bölge ve kent verilerine göre, konut, çalışma ve ulaşım gibi kentsel işlevler ile sosyal ve kültürel gereksinimleri var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi biçimde yerine getirmek ve belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kadastrol harita ve kentin gelişmesi de göz önünde tutularak hazırlanır ve koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve zamanda Yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilebilir.

Olayda ise davacının iptalini istediği 1981/onay tarihli imar planının şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırı olmadığı anlaşılmaktadır.

Öte yandan 6785 sayılı Kanunun 42.maddesinde imar sınırı içindeki binalı ve binasız arazi ve arsaların plan ve mevzuata uygun inşaata veya tespit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine elverişli duruma getirilmesi amacıyla düzenlenmesi için bunların sahiplerinin muvafakati aranmaksızın birbirleriyle, yol fazlalarıyla ve belediyeye, kamu tüzel kişilerine, kamu kurumlarına ait yerlerle birleştirerek plan ve mevzuat gereklerine göre hisseli ve hissesiz olarak yeniden parsellere ayırmaya ve bu parselleri kişilere dağıtmaya belediyelerin yetkili oldukları kurala bağlanmıştır.

Değinilen bu yasa kuralı uyarınca yapılacak parselasyon planlarının, ancak imar planlarına dayanılarak ve imar planlarındaki tahsis biçimine göre hazırlanacağı yine imar planlarının değiştirilmesi halinde de parselasyon düzenlenmesinde değişikliğe gidilebileceği açıktır.

Oysa olayda 1981/yılında onaylanan imar planında davacıya ait evin bir bölümünün yolda kaldığı, sözü edilen imar planına dayanılarak yapılan düzenlemeye davacının itirazı üzerine imar planında değişiklik yapılmaksızın imar yolunun mevcut evin güneyine kaydırılmak suretiyle daraltıldığı, bu şekilde meydana getirilen düzenleme biçimi ile de davacıya evinin üzerinde bulunduğu taşınmazın 1732 ada, 16 sayılı imar parseli olarak kendisine tahsis edildiği, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Şu hale göre imar planı değiştirilmeksizin parselasyon planında yapılan düzeltme ile imar yolunun değiştirilmesi mevzuata açıkça aykırı bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına; 2577 sayılı Kanunun 49.maddesinin 2.fıkrası uyarınca işin esasının incelendiğinde yukarıdaki gerekçelerle plana yönelik davanın reddine, dava konusu parselasyon işleminin ise iptaline karar verildi.