Mülkiyeti özel idareye ait arsa üzerindeki gecekondu nedeniyle arsanın tahsisi için 2981 sayılı Yasa gereğince belediyeye başvurulması ve bu yerle ilgili ıslah imar planlarının hazırlanmasından sonra tahsisi konusunun karara bağlanması gerektiğinden, davacının özel idareye başvurmasının tahsis sonucu doğurmayacağı nedeniyle tahsis isteminin özel idarece reddedilmesinde isabetsizlik yoktur.
İstemin Özeti: Mülkiyeti … İli Özel İdare Müdürlüğü’ne ait olan, … mevkii, 1398 ada, 5 parsel sayılı taşınmaz üzerine davacı tarafından 1978-1980/yıllarında inşa edilen yapının 2805 sayılı Yasa kapsamında kaldığından bahisle tarafına tahsis edilmesi yolundaki davacı başvurusunu, aynı taşınmazla ilgili olarak … Asliye 1. Hukuk Hakimliği’nin 1973/261 Esas ve 1976/402 karar No’lu ilamı ile tecavüzün men’ine, gayrimenkulun davalı idareye teslimine karar verilmiş olduğundan, ilkokul sahası içerisinde ıslah imar planı uygulanmasının söz konusu olamayacağı, olaya 2805 sayılı Yasanın 27. maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle reddeden 7.7.1983/günlü, 375 sayılı … il Daimi Komisyon kararının iptali istemiyle açılan davayı; … Belediyesi İmar Müdürlüğü’nün 24.8.1982/günlü, 13-08/83-3737 sayılı yazısında uyuşmazlık konusu yerin konut alanı içinde kaldığı, ilkokul sahası içinde kalmadığının bildirildiği, bu durumda Belediye Hukuk işleri Müdürlüğünün 17.6.1983/günlü, 10.01-83/169 sayılı yazısı doğrultusunda uyuşmazlığın 2804 sayılı Yasa uyarınca çözümleneceği gerekçesiyle kabul ederek işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin 21.3.1984/günlü, E:1983/467, K:1984/138 sayılı kararının; uyuşmazlığa konu edilen taşınmazın okul yapımı için özel idareye bağışlanan parsel olduğu, davacı tarafından üzerine gecekondu inşa edildiği, davacının gecekondu bedeli için idare aleyhine … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmış olduğu, bu parsele davacının müdahalesinin … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1976/402 sayılı kararıyla men edildiği, parselin okul bahçesinde kaldığı, evin de okulun hizmet binası olarak kullanıldığı, davacının tazminat davası açmakla tercihini belirttiği, ayrıca tecavüzün men’ine ilişkin mahkeme kararı da bulunduğundan davanın reddi gerekirken işlemin iptaline karar verilmesinde isabet bulunmadığı iddialarıyla bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin öncelikle süre aşımı nedeniyle, esasa girilirse; il Daimi Komisyonu karanının, parselin kamu hizmetine tahsisli olması nedeniyle olaya 2805 sayılı Yasanın uygulamayacağı gerekçesine dayandığı, oysa Belediyenin bu yerin iskan alanı içinde olduğunu belirttiği, bu durumda işlemin iptali mevzuata uygun olduğundan yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin esastan da reddi gerekeceği yolundadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakimi G.G.’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR: Karşı taraf, temyiz isteminin süresinde yapılmamış olduğunu öne sürmekte ise de; Tebligat Kanununun 11. maddesi ile Tebligat Tüzüğünün 15. maddesinde; vekil aracılığıyla takip edilen davalarda tebligatın vekile yapılacağı hükme bağlanmış olup bu hükümler tebligat belgesinde avukatın işyeri olarak gösterdiği adresinin yazılması ve bu adrese tebligat yapılmasını gerektirmektedir.
Dosyanın incelenmesinden … 3. Noterliğince 29.4.1983/gününde düzenlenmiş vekaletnamede davalı idare avukatının adresinin açık olarak gösterilmesine karşın temyize konu kararın bu adreste gönderilmeyip … Valiliği kanalıyla tebliği yoluna gidildiği, bu durumda tebligatın mevzuata uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Tebligat Kanunun 32 nci maddesinde usulsüz tebligatta muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği hükme bağlandığı cihetle süre defi yerinde görülmeyerek temyiz istemi süresinde kabul edilmiştir.
Davacı, mülkiyeti … il özel idare müdürlüğü’ne ait olup, … mevkii, 1398 ada, 5 parsel sayısı taşınmaz üzerine inşa ettiği yapının 2805 sayılı Yasa kapsamında kaldığından bahisle tarafına tahsis edilmesi yolundaki istemini reddeden il Daimi Komisyonunun 7.7.1983/günlü, 375 sayılı kararının iptali istemiyle dava açmış, … İdare Mahkemesince 21.3.1984/günlü E:1983/467, K:1984/138 sayılı kararla, uyuşmazlık konusu yerin konut alanı içinde kaldığının Belediye İmar Müdürlüğünce bildirilmesi karşısında uyuşmazlığın 2805 sayılı Yasa uyarınca çözümleneceği gerekçesiyle işlem iptal edilmiş olup davalı idare tarafından bu kararın temyizen bozulması istenilmektedir.
Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan, 2805 sayılı, İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Olarak Yapılan Yapılara Uygulanacak İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, 12 nci ve 13 ncü maddelerinde tespit işlemleri ve ıslah imar planı yapılmasını hükme bağlamış olup, ıslah imar planı yapılan bölgelerdeki gecekondular hakkındaki uygulama aynı Yasanın 16 nci maddesiyle belirtilmiş ve maddenin ( b ) bendinde; belediye veya il özel idareleri mülkiyetinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planlan ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapıların işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği, gecekondusu muhafaza edilmeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgelerinde başka bir arsa varsa veya hisse verileceği, tahsis edilen arsa veya hissenin gerçek bedelinin Valilik veya belediyelerce 6830 sayılı Yasadaki usullere göre hesaplanacağı kurala bağlanmıştır.
Yasa hükümlerinin birlikte incelenmesinden ıslah imar planı yapılmaksızın tahsis işlemi yapılamayacağı anlaşılmaktadır.
Öte yandan 8.3.1984/günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ve 2805 sayılı Yasayı yürürlükten kaldıran 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 7 nci maddesinde de, imar mevzuatına aykırı yapılar ve gecekondular için yapının bulunduğu yerin Valilik veya belediyelerine müracaat esasları belirtilmiş, aynı Yasanın 8 nci maddesinde tespit ve değerlendirme işlemleri açıklanmış ve 10 ncu maddesinin ( a ) bendinde de; gecekondu sahiplerine, ıslah imar planı yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edecek tapu tahsis belgesi verileceği, yine aynı Yasanın 13 ncü maddesinin ( b ) bendinde de daha evvel yürürlükte olan 2805 sayılı Yasanın 16 ncı maddesinin ( b ) bendi hükmüne paralel olarak hazine, vakıf, belediyeye ve il özel idareleri mülkiyetinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa ve araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde hisse tahsis edileceği, gecekondusu muhafaza edilmeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinde başka bir arsa veya hisse verileceği, tahsis edilen arsa veya hissenin gerçek bedelinin Valilik veya belediyelerce rayiç bedele göre hesaplanacağı kuralı geliştirilmiştir. Aynı maddenin ( c ) bendinde ise, ıslah imar planlarının mümkün olduğu kadar fiili durum dikkate alınarak yapılacağı belirtilmiştir.
Yasa koyucu bu düzenlemeyle, öncelikle ıslah imar planlarının yapılmasını daha sonra hak sahiplerinin yapılarının bu planlar karşısındaki durumunun değerlendirilmek suretiyle adlarına tahsis yapılması aşamasını kurallara bağlamış olmaktadır.
Bu durumda, davacıya ait gecekondunun Yasanın getirdiği haklardan yararlanmasını temin açısından davacı tarafından, yapının bulunduğu taşınmaz belediye sınırlan içinde olduğundan belediyeye başvuruda bulunulacağı, bu başvurudan sonra ancak ıslah ve imar planlarının hazırlanması aşamasında ve davacı parselinin plan kapsamında kalması durumunda tarafına tahsis yapılmasının mümkün olacağı anılan Yasa hükümleriyle sabit iken Davacı tarafından taşınmazın maliki durumunda olan il özel idaresine yapılan başvuru, adına tahsis yapılması sonucunu doğurmayacağı cihetle, davacının isteminin reddi yolundaki 7.7.1983/günlü, 375 sayılı il Daimi Komisyonu kararı sonucu itibariyle yerinde olmaktadır.
Bu durumda, il Daimi Komisyonu kararını iptal eden … İdare Mahkemesinin 21.3.1984/günlü E: 1983/467, K: 1984/138 sayılı kararında mevzuata uyarlık bulunmadığından bozulmasına, 2577 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aynı gerekçelerle davanın reddine, peşin alınan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5.000 lira avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden 750 lira harcın davacıya iadesine 21.11.1984/gününde oybirliğiyle karar verildi.