Parselasyon planının davacıya tebliği edilmemesi nedeniyle parselasyon işleminin mahkemece iptal edilmesinde sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmadığı
Dava, taşınmazın imar kanununun 42.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali dileğiyle açılmış olup, İdare Mahkemesince verilen kararla taşınmazın tamamının onaylı imar planında yol ve yeşil alanda kalması nedeniyle bu amaçla kamulaştırılması gerektiği, 42.madde uyarınca düzenlemeye tabi tutulamayacağı gerekçesine dayanılarak dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
6785 sayılı İmar Kanununun 45.maddesinde imar ve yol istikamet planlarına göre hazırlanan parselasyon planlarının belediye encümeninin onayından sonra bir ay süreyle belediye dairesine asılacağı ve ilgililere Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunacağı kurala bağlanmıştır.
Olayda, belediye encümeni kararı ile onaylanan parselasyon planının anılan kanun hükmüne aykırı olarak davacıya tebliğ edilmeyip belediye dairesine asılmak ve yerel bir gazetede ilan edilmekle yetinildiği, bu hususun bizzat savalı belediyenin savunma dilekçesinde de kabul edildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmakta olup, tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesince verilen kararın bu gerekçelerle onanmasına karar verildi.
AZLIK OYU: Dava konusu işlemden davacının haberdar olarak süresi içinde dava açmış olması karşısında parselasyon planın tebliğ edilmemiş olması işlemi sakatlar nitelikte değildir. Öte yandan, taşınmazın tamamının onaylı imar planında genel hizmetlere ayrılmış olması nedeniyle anılan taşınmazın İmar Kanununun 42.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutularak kamulaştırma bedeli yerine yine oluşturulan imar parsellerinden hisse verilmesini engelleyecek her hangi bir mevzuat kuralı bulunmadığından temyiz edilen idare mahkemesi kararında usul ve yasaya uyarlık bulunmamaktadır. Belirtilen nedenlerle dava konusu işlemde mevzuata aykırılıktan söz edilemeyeceği cihetle temyiz edilen kararın bozularak davanın reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.