Davacıya ait parsellere bitişik alanların tahsis şeklinin değiştirilmesi dahi plan değişikliği işlemi ile davacının menfaat ilişkisini ortaya koyduğundan bu plan değişikliğine karşı davacının dava açabileceği
Dava, imar planı değişikliğinin iptali dileğiyle açılmış olup, İdare Mahkemesince yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra dava konusu imar planı değişikliği ile davacıya ait parsellerin yapılanma koşullarında hiç bir değişiklik yapılmadığı gerekçesiyle dava ehliyet yönünden reddedilmiş karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Olayda, 1973 onay tarihli imar planında eski kaplıca kuzeyindeki alanların sportif ve turistik tesislere tahsis edildiği, davacıya ait taşınmazlar içinden yol geçirilerek yolun sonunda bitişik 5 ve 20 parsellerden alınan kısımlarla otopark meydana getirildiği, davacının anılan planda öngörülen yol ve otopark bölümlerini belediyeye terk ettiği, 1973 yılında onan dava konusu imar planı değişikliği ile davacıya ait parsellerin bulunduğu alanın tahsis şeklinin değiştirilerek kaplıca ve turistik tesis alanına ayrıldığı, bitişik parsellere isabet eden otopark alanının da küçüldüğü dosyada yer alan belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Bu durumda, sadece davacıya ait parsellere bitişik alanların tahsis şeklinin değiştirilmesi dahi dava konusu plan değişikliği işlemi ile davacının menfaat ilişkisini ortaya koyduğu gibi, arazi sahibi kişi olarak taşınmazının bulunduğu beldede arazi kullanım kararlarının değiştirilmesi de davacıya plan değişikliğine karşı dava açma hakkını vereceği tabiidir.
Belirtilen nedenle davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki kararda usul ve yasaya uyarlık görülmemiştir. Bu itibarla işin esasının incelenerek uyuşmazlığa konu işlemde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunup bulunmadığı hususları hakkında karar verilmek üzere İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.