Parselasyon nedeniyle umumi hizmetlere ayrılan yerlerin belediyece sahiplerinin rızası alınmaksızın bedelsiz alınamayacağı yolunda verilen mahkeme kararında isabet bulunmadığı
Dava, taşınmazın 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı Yasa ile değişik 42. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, imar planı uygulaması nedeniyle İmar Kanununun 42.maddesi uyarınca düzenleme alanı içine alınan davacıya ait taşınmazın bir kısmının yola isabet ettiği ve davalı idare tarafından taşınmazın bu bölümü kamulaştırılmaksızın düzenlemeye tabi tutulduğu, olay tarihinde, yürürlükte olan 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı Yasa ile değişik 42.maddesinin, parselasyon yapılırken yol ve otopark gibi umumi hizmetler için ayrılan yerlerin bedelsiz alınacağı yolunda bir hüküm ihtiva etmediği, olayda davacıya ait taşınmazın bir kısmının yola isabet ettiği, ihtilafsız olmakla ve belediyenin imar planlarına uygun parselasyon planları yaparken yol ve otopark v.s. gibi umumi hizmetlere ayrılan yerleri sahiplerinin rızaları alınmaksızın bedelsiz alma yetkileri bulunmaması karşısında tesis olunan işlemde hukuka uyarlık olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin davacı taşınmazıyla ilgili kısmının iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı Yasa ile değişik 42.maddesinin (a) bendinde, belediyelerin imar sınırı için deki binalı ve binasız arazi ve arsaların, plan ve mevzuata uygun biçimde inşaata veya tespit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine elverişli duruma getirilmesi maksadıyle düzenlenmesi için, bunları sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleriyle, yol fazlalarıyle ve belediyeye, kamu tüzel kişilerine, kamu kurumlarına ait yerlerle birleştirerek, plan ve mevzuat icaplarına göre hisseli veya hissesiz olarak yeniden parsellere ayırmağa ve bu parselleri ilgililere dağıtmaya yetkili olduğu, aynı maddenin (b) bendinde de, belediyelerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında, bunların mesahalarından yeteri kadar sahanın düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebileceği, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık paylarının düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki mesahalarının yüzde yirmibeşini geçemiyeceği, düzenleme ortaklık paylarının toplamına tekabül eden sahanın, düzenlemeye tabi tutu an yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi ve yeşil saha gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarda kullanılamıyacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait taşınmazın İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulduğu, yola giden bölümünün bedelsiz alınmadığı, ancak düzenleme sonucunda umumi hizmetlerde kullanılmak üzere % 22 oranında 361,67 m2 düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra kalan 1278 m2 lik yerine karşılık kadastro parselinin bulunduğu yerde 547 nolu imar adasında 223 m2 lik 4 sayılı, 201 m2 lik 5 sayılı, 146 m2 lik 6 sayılı. 174 m2 lik 7 sayılı, 217 m2 lik 19 sayılı, 317 m2 lik 20 sayılı imar parsellerinin müstakil olarak verildiği anlaşılmış olup, yapılan düzenlemede yukarıda anılan Yasa kuralına aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, belediyelerin imar planlarına uygun parselasyon planı yaparken yol ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan yerleri sahiplerinin rızasını almadan bedelsiz alma yetkileri bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda İdare Mahkemesince verilen kararda yukarıda anılan Yasa kuralına uyarlık bulunmadığından bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belge ler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.bendi uyarınca incelenen davanın yukarıda belirtilen nedenlerle reddine karar verildi.