1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1986/1289 K: 1987/391 T: 16/04/1987


Davacıya ait parselde bulunan yapının çevresiyle birlikte incelenerek adada yerleşik bir yapılaşma nizamının oluşup oluşmadığının mevcut yapılaşmayla estetik bir mahsur yaratıp yaratmadığının araştırılması ve sonucuna göre imar yönetmeliğinin 129. maddesinin olaya uygulanıp uygulanmayacağının karara bağlanması gerektiği

Dava, taşınmazda yapılacak inşaata Ankara İmar Yönetmeliğinin 129.maddesinin ek fıkrası uyarınca 12.5 metre saçak yüksekliği verilmesi isteminin reddine ilişkin İmar İdare Heyeti kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 129.maddenin ek fıkrasının uygulanabilmesi için yeni yapılacak binanın bulunduğu adada evvelce teşekkül etmiş binaların bulunması ve bu binaların saçak yüksekliği ile bölge kat nizamı planının bu ada için tayin ettiği, yükseklikler arasında büyük estetik mahzur yaratan fark olması gerektiği, olayda ise komşu 20 parseldeki binanın bölge kat nizamı planından sonra yapıldığından evvelce teşekkül etmiş nizamdan bahsedilemeyeceği, 12 ve 13 sayılı parsellerin ise davacılara ait 9 sayılı parselle aynı adada olmadığı nedeniyle 129.maddenin ek fıkrasının uygulanması gereğinden söz edilemeyeceği belirtilerek dava reddedilmiş, bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Olay tarihinde yürürlükte bulunan Ankara İmar Yönetmeliğinin 129.maddesinin ek fıkrasında “Bir adada evvelce teşekkül etmiş binaların saçak gabarisi ile bölge kat nizamı planının bu ada için tayin ettiği gabariler arasında büyük estetik mahzur tevlit eden farklar bulunması halinde bu adada yeni yapılacak binalara verilecek saçak kotu, mevcut binaların rölöveleri yapılmak ve kat nizamı planı ile ahenk teşkil edecek şekilde ayarlanmak suretiyle İmar Müdürlüğünce tesbit edilebilir ve İmar İdare Heyetinin kabulü ile tatbik olunur” kuralı yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 9 sayılı parselinin ve aynı adanın diğer köşesini teşkil eden 20 sayılı parselin Çankaya Caddesinden kot aldığı ve her iki parseldeki yapıların girişinin bu caddeden verildiği, 20 sayılı parseldeki yapının 12.5 metre yükseklikte olduğu, 9 sayı lı parselde yapılacak yapıya ise 9.5 m. yükseklik verildiği, aynı cadde den kot alan ve aynı adada olan iki yapının ayrı yükseklikte olmasının estetik mahzur taşıdığını öne sürerek anılan 129.maddenin ek fıkrasının uygulanmasını istediği, İmar İdare Heyetinin bu başvuruyu İmar Yönetmeliğinin 35.maddesine göre 12.5 metre saçak seviyesinde 4 katlı bina yapılabileceği, davacının parselinin ise kat rejimi planına göre 3 kata izinli olduğu, kat adedi değişikliği yapılmadan saçak seviyesini düzenleyen 129.maddenin ek fıkrasının uygulanamayacağı nedeniyle reddettiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın ise yukarıda gerek çesi özetlenen İdare Mahkemesi kararıyla reddedildiği anlaşılmaktadır.

Anlaşmazlığın çözümü için davacının parselinin özelliği göz önüne alınarak parselde bulunan yapının çevresiyle birlikte incelenerek adada yerleşik bir yapılaşma nizamının oluşup oluşmadığının, halen var olan yapılaşmayla estetik bir mahzur yaratıp yaratmadığının araştırılarak varılacak sonuca göre uyuşmazlığın 129.maddenin anlam ve kapsamı içinde kabul edilip edilmeyeceğine karar verilmesi gerektiği açıktır.

Bu nedenle konuya ancak bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle açıklık getirilebileceğinden böyle bir inceleme yapılmaksızın verilen kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle eksik incelemeye dayanan temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.