442 sayılı Köy Kanununda fırın yapımı köyün zorunlu ve isteğe bağlı işleri arasında sayılmamış ise de; insanların temel gıdasını teşkil eden ekmeğin düzenli ve sağlıklı bir biçimde üretilerek köylüye iletilmesinde kamu yararı bulunduğundan, fırın yapmak amacıyla köy ihtiyar kurulu kamulaştırma yapabilir.
İstemin Özeti: … köyü köy içi mevkiindeki taşınmazın 225 m2 lik kısmının ekmek fırını yapılması amacıyla kamulaştırılmasına ilişkin 24.4.1985/günlü, 21 sayılı köy ihtiyar kurulu kararının iptaline dair … İdare Mahkemesinin 28.11.1985/günlü, E: 1985/565; K: 1985/593 sayılı kararının, köyün ekmek fırınına büyük ihtiyaç duyduğu, işlemde kamu yararı bulunduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MÎLLETÎ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu görülerek işin gereği düşünüldü:
K: Dava, … Köyü köy içi mevkiinde taşınmazın 225 m2 lik kısmının ekmek fırını yapılması amacıyla kamulaştırılmasına ilişkin 24.4.1985/günlü, 21 sayılı köy ihtiyar kurulu kararının iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince köyde ekmek fırını yapımının 442 sayılı Köy Kanununun 13. ve 14. maddelerinde yer alan ve köyün yapmakla zorunlu olduğu veya isteğe bağlı görevleri arasında yer almadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı köy muhtarlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerek anayasanın 46 ncı maddesinde, gerekse 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 1 nci maddesinde “……….. kamu yararının gerektirdiği hallerde ……….” özel mülkiyette bulunan taşınmazların kamulaştırılabileceği öngörülmüştür. Bu kurallara göre, kamulaştırmada ilk koşul kamu yararının varlığı olarak ortaya çıkmakta, kamu yararı kararı kamulaştırma işleminin özünü ve temelin; oluşturmaktadır.
Diğer taraftan, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, köy lehine yapılacak kamulaştırmalarda kamu yararı kararı verecek mercii köy ihtiyar kurulu olarak belirtmekte, 442 sayılı Köy Kanunu da köye ait işleri görmekle aynı mercii görevli ve yetkili kılmaktadır.
Yukarıda anılan 442 sayılı Yasada köye ait işler yapılması zorunlu ve isteğe bağlı işler olarak ikiye ayrılmış, her gruptaki işler ayrı ayrı sayılmıştır. Ancak bu işler arasında ekmek fırını yapımı bulunmamaktadır.
Yasada ekmek fırını yapımının sayılmamış olması bu için yapılmayacağı anlamını taşımaz. Çünkü, yapılması zorunlu ve isteğe bağlı olarak belirlenen görevler
sınırlandırıcı nitelikte değil, köylüye ve köy idarelerine yol gösterici birer örnek teşkil etmek üzere yasada yer almıştır.
Olayda ise, nüfusu 2000 in üzerinde bulunan … Köyünde şahıs tarafından işletilen bir ekmek fırınının kışın kapatıldığı, kötü hava koşullan yüzünden ulaşımın aksadığı aylarda köyde ekmek sıkıntısının baş gösterdiği, bu sorunun giderilmesi için köyde mevcut ilkokul, ortaokul öğretmenleri ile orman bölge şefliği personelinin ve köy halkından birçok kişinin muhtarlığa başvuruda bulundukları, ekmek fırını yapımı için en uygun yer olarak davacılara ait taşınmazın belirlendiği. 5000 m2 yüzölçümlü taşınmazın 225 m2 sinin bu amaçla kamulaştırılmasına karar verildiği temyiz dosyası içerisinde yer alan belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Bu durumda, insanların temel gıdasını teşkil eden ekmeğin düzenli ve sağlıklı bir biçimde üretilerek köylüye iletilmesi amacıyla ekmek fırını y6rinin sağlanarak hizmetin yürütülmesi köyün ve köylünün müşterek yararına olacağı, başka bir deyişle bu işin gerçekleştirilmesinde kamu yararı bulunduğu açıkça ortadadır.
Kaldı ki söz konusu hizmetin sadece Köy Kanununda sayılmamış olması nedeniyle işlemin iptali yolundaki gerekçeyi 442 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 1924 yılından bu yana geçen sürede köylerde meydana gelen ekonomik ve sosyal gelişmelere koşut olarak çoğalan, yeni ortaya çıkan ve gelişen ihtiyaçların varlığı gerçeği ile de bağdaştırmak olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesinin temyize konu 28.11.1985/günlü, E: 1985/565; K: 1985/593 sayılı kararının bozulmasına; uyuşmazlığın hukuki niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. bendi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın reddine, peşin alman yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 5500 lira avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, 3000 lira temyiz harcı ile 1000 lira temyiz posta giderinin karşı taraftan alınarak temyiz isteminde bulunana verilmesine 28.5.1986/gününde oybirliğiyle karar verildi.