1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1986/470 K: 1986/879 T: 21/10/1986


Keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu davacıların iştirak halinde malik oldukları taşınmazın parselasyona tabi tutularak, oluşturulan parsellerin ferdileştirilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı

Dava, davacının paydaşı olduğu 26 parsel sayılı taşınmaz ile, …7 parsel sayılı taşınmazın 6785 sayılı Yasanın 1605 sayılı Yasa ile değişik 42.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, 26 parsel sayılı taşınmazın 9.080 m2’lik kısmının düzenlemeye girdiği, %22.534 oranında 2046 m2 düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra 7034 m2’lik yere karşılık, müstakil veya şuyulu olarak 691 ve 692 sayılı imar adalarından 19 adet imar parseli tahsis edildiği, davacının 26 sayılı parselde düzenlemeye giren hissesinin 271.95 m2 olduğu, %22.534 oranında 6128 m2.düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan 210.67 m2’lik yerine karşılık 691’ada, 7 sayılı imar parselinden pay verildiği, yeni parselin imar planınında 12 m.lik yola cepheli olduğu, parsel içinde yapılaşma bulunmadığı, etrafının meskun alan olduğu; 5950 m2 alanlı 7 sayılı kadastro parselinden ise %21,5 oranında 1310 m2 düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan 4610 m2’likyere karşılık 687 sayılı imar adasından müstakil ve şuyulu olarak 4 adet imar parselinin tahsis edildiği, davacının 7 sayılı kadastro parselindeki 1190 m2’lik hissesinden 268 m2 düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan yerine karşılık 687 sayılı imar adasında 922 m2 alanlı 2 sayılı parselin müstakil olarak tahsis edildiği, yeni parselde evinin korunduğu gerek yer, gerekse kıymet olarak davacının kaybı bulunmadığı, davacının yeni yerlerinin değer kazandığı, işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu işlemin iptali istemi ile açılan davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.

KARŞI OY: Davalı belediyece yapılan parselasyon planına ilişkin işlem dosyasının incelenmesinden; davacı ile birlikte birçok kişinin iştirak halinde malik oldukları 26 parsel ile 7 parsel sayılı taşınmazların olay tarihinde yürürlükte olan İmar Kanununun 42.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulduğu, düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra 691 ada, 7 sayılı imar parselinin hisseli olarak, 687 ada, 2 sayılı imar parselinin de müstakil olarak tahsis edildiği, böylece iştirak halindeki mülkiyetin davalı idarece parselasyon işlemi esas alınmak suretiyle ferdileştirildiği anlaşılmaktadır.

İştirak halinde mülkiyete konu olan bir taşınmazın sözü edilen 42.madde uyarınca düzenlemeye tabi tutulması halinde oluşacak tüm imar parsellerinin paydaşlara yine iştirak halinde mülkiyet şeklinde tahsis edilmesi zorunludur.

Olayda ise, davalı idare yetkilerini aşarak iştirak halinde mülkiyete konu olan taşınmazda oluşan imar parsellerini paydaşların durumuna göre bir nevi aralarında taksim etmiş bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle mevzuata uygun bulunmayan parselasyon işleminin iptali gerekirken davanın reddi yolunda İdare Mahkemesince verilen kararda isabet bulunmadığından bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına karşıyım.