1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1986/702 K: 1986/889 T: 22/10/1986


Para cezası ile buna ilişkin ödeme emri arasında bağlantı bulunduğundan, uyuşmazlığın idare mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, davanın sadece ödeme emrine ilişkin bulunduğu gerekçesiyle vergi mahkemesince çözümlenmesinin yerinde olmadığı

Dava, ruhsatsız yapının durdurmadan sonra eklenen bölümlerin maliyet bedeli kadar para cezası verilmesine ilişkin belediye encümeni kararı ile anılan karara dayanılarak düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinin iptali dileğiyle açılmış, Vergi Mahkemesince ruhsatsız yapının 6785 sayılı İmar Kanununun 19. ve 20.maddeleri uyarınca durdurularak mühürlendiği ve durdurmadan sonra devam eden kısımlarının yöntemine uygun olarak saptandığı, bu durumda para cezası verilmesine ilişkin belediye encümeni kararı da dava konusu yapılmayarak kesinleşmesi nedeniyle davacı adına tanzim edilen ödeme emrinin de yerinde olduğu gerekçesiyle reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanunun, Vergi Mahkemelerinin görevlerini tanımlayan 6.maddesinde; Genel bütçeye, İl Özel İdareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunlara ilişkin zam ve cezalar ile tarife uyuşmazlıkları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların Vergi Mahkemelerince çözümleneceği kuralı yer almıştır.

Belirtilen yasa hükmüne göre, olay tarihinde yürürlükte olan 6785 sayılı İmar Kanununun 20.maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin belediye encümeni kararlarına karşı açılan davaların incelenerek karara bağlanması görevi idare mahkemelerine ait bulunmaktadır.

Olayda ise, davanın konusunu gerek para cezası verilmesine ilişkin belediye encümeni kararı, gerekse anılan karara dayanılarak düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinin oluşturduğu dava dilekçesinde açıkca belirtilmiştir.

Her ne kadar vergi mahkemesince işin esası tartışıldıktan sonra belediye encümeni kararının dava konusu yapılmayarak kesinleştiğinden bahisle ödeme emrinin de yerinde olduğu sonucuna ulaşılmışsa da, yukarıda değinildiği gibi belediye encümeni kararına karşı dava açılmış olmasının yanısıra, dava konusu belediye encümeni kararının davacıya 10.10.1985/gününde tebliğ edilip davanın ise 28.11.1985/tarihinde açılmış olması karşısında 60 günlük yasal dava açma süresinin aşımından da sözetme olanağı yoktur.

Diğer taraftan, dava konusu ödeme emrine karşı açılan davanın, anılan ödeme emrinin içerdiği kamu alacağının dayanağını oluşturan belediye encümeni kararının iptali dileğiyle açılan davanın sonucuna bağlı olduğu açıkca ortadadır.

Bu durumda, para cezasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılan davanın görümü ve çözümü vergi mahkemesinin görevi dışında bulunduğundan sözü edilen encümen kararına ve bu karara dayanılarak düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrine yönelik davaların aralarında bağlantı bulunması nedeniyle görevli ve yetkili İdare Mahkemesine göndermeksizin görev dışında verilen vergi mahkemesi kararında usulve yasaya uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyize konu Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.