1/5000 ölçekli Boğaziçi Nazım imar planında, anılan planın açıklama raporunda da belirtildiği üzere mevzi imar planları bulunan, şartları değiştirilmiş iskan alanı içerisinde kalan taşınmazın 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun Boğaziçi alanında nüfus ve yapı yoğunluğunu artırıcı plan değişikliği yapılamayacağı ve Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinde ve öngörünüm bölgesinde konut yapılamayacağı yolundaki kuralları ile Boğaziçi peyzajındaki etkinlik durumu göz önünde bulundurularak 1/1000 ölçekli uygulama planında sosyal donatı alanı olarak belirlenmesinde isabetsizlik yoktur.
İstemin Özeti: 22.7.1983/onay günlü, 1/5000 ölçekli Boğaziçi Nazım Planı ile aynı onay günlü, 1/1000 ölçekli Boğaziçi Öngörümün Uygulama Planının …….. …….. 21 pafta, 35 ada, 25 parsel sayılı taşınmazla ilgili bölümünün iptali yolundaki … 2. İdare Mahkemesinin 14.3.1986/günlü, E: 1983/744, K: 1986/117 sayılı kararının; kamu yararına dönük bir yerleşmenin, düzenin, yapılanmanın sağlanması, mülkiyet hakkının kötüye kullanılmasının önlenmesi amacıyla yapılan planlarda mevzuata aykırılık bulunmadığı, dava konusu parsel 5000 m2’den az olduğundan davacının 3194 sayılı Yasanın 47. maddesine dayanarak konut yapamayacağı öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu görülerek işin gereği düşünüldü:
K: Dava, 22.7.1983/onay günlü, 1/5000 ölçekli Boğaziçi Nazım Planı ile aynı onay günlü, 1/1000 ölçekli Boğaziçi Öngörümün Uygulama Planının …….. ……..
21 pafta, 35 ada, 25 parsel sayılı taşınmazla ilgili bölümünün iptali isteğiyle açılmış, … 2. İdare Mahkemesince, davacıya ait parselin 1/5000 ölçekli Nazım Planında kullanış şeklinin belirli olmadığı, 1/1000 ölçekli planda ise sosyal donatı alanında kaldığı, nazım ve uygulama planlarının dava konusu parsel açısından farklı düzenlenmesi nedeniyle 1/1000 ölçekli imar planında mevzuata uyarlık bulunmadığı, 1/5000 ölçekli planda ise, 6785 sayılı Yasanın 27. maddesi ile İmar Tüzüğünün 21. maddesinde belirlenen nazım planlar hazırlanırken uyulması gereken ilkelere uyulmadığı ve dava konusu parselin kullanımı açısından mevzuatın aradığı açıklığı taşımadığı gerekçesiyle her iki planın dava konusu parselle ilgili bölümü iptal edilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu taşınmazın 22.7.1983/onay günlü, 1/5000 ölçekli Boğaziçi Nazım İmar Planında şartları değiştirilmiş iskan alanı içerisinde kaldığı, bu alanların sözü edilen planın açıklama ve uygulama raporunun 7.2. maddesinde aynen;
“Bu alanlar muhtelif tarihlerde İmar ve İskan Bakanlığınca onanarak yürürlüğe giren mevzii imar planlarının kapsadığı bölgelerdir. Boğaziçi doğal ve tarihli varlığının kentsel gelişmeye rağmen korunabilmesi amacıyla hazırlanan bu nazım planda, bu bölgede bulunan mevzii imar planlarının yasal sorunlar meydana getirmeyecek şekilde, planın arazi kullanış kararları ile uyumluklarının sağlanması gerekli olmuştur. Bu nedenle bulundukları bölgenin özellik ve Boğaziçi peyzajındaki etkinlik durumuna, kısmen muhafaza, kısmen düzeltilme ve yeniden tanzim edilmek suretiyle yerleşme alam olarak Boğaziçi Nazım Planında yer almaları kabul edilmiştir. Ancak geri görümün kırsal alana bağımlı etkilenme ve şehir merkezine bağımlı etkilenme bölgelerinde mevzii imar planlarından yapılanması bitmiş olanlar aynen kabul edilecek, yapılanma getirilmemiş parsellerde ise kat alma noksanı bu planda önerilen şartlara tabi olacaktır. Ayrıca yapılanma düzeni açısından mümkün olup, yapılmasında zorunluluk hissedilen blokların yapılanma hakları aynen muhafaza edilerek blok şekilleri tatbikat imar planlarıyla değiştirilebilecektir.”
şeklinde açıklandığı, bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere sözü edilen alanların mevzii imar planlarının bulunduğu, dolayısıyla kullanım amaçlarının belirlendiği anlaşıldığından, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3. maddesinin ( f ) bendinde Boğaziçi alanında nüfus ve yapı yoğunluğunu artırıcı nitelikte plan değişiklikleri yapılamayacağı, ( g ) bendinde Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinde ve öngörümün bölgesinde konut yapılamayacağı yolundaki kurallar ve Boğaziçi peyzajındaki etkinlik durumu göz önünde bulundurularak davacıya ait taşınmazın 1/1000 ölçekli planda sosyal donatı alanı olarak belirlenmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Diğer taraftan 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun geçici 5. maddesinde, 22.7.1983/tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım planı ile öngörümün ve sahil şeridine ait 1/1000 ölçekli imar uygulama planlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı belirtildiği gibi, sözü edilen 1/5000 ölçekli planın 3194 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce, bir başka deyişle henüz öngörünüm bölgesinin bazı koşulların bulunması halinde yapılaşmaya açılmasının mümkün olmadığı bir safhada hazırlanmış olması nedeniyle bu planın açıklanmasına ilişkin rapora, öngörünüm bölgesinde bulunduğu ihtilafsız olan bir taşınmazın davacının istediği biçimde yapılaşmasına izin verecek şekilde bir anlam verilmesi de mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince nazım planının mevzuatla belirlenen ilkelere uyulmadan hazırlandığı, dava konusu parselin kullanımı açısından mevzuatın aradığı açıklığı taşımadığı, nazım ve uygulama planlarının dava konusu parsel açısından farklı düzenlenmesi nedeniyle uygulama planında da mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle her iki planın dava konusu parselle ilgili bölümünün iptaline karar verilmesinde isabet görülmediğinden, … 2. İdare Mahkemesinin 14.3.1986/günlü, E: 1983/744, K: 1986/177 sayılı kararının bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. bendi uyarınca incelenen davanın açıklanan nedenlerle reddine, peşin alınan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5000.- lira avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı İdareye verilmesine, 3000 lira temyiz harcı ile 2000 lira posta giderinin karşı taraftan alınarak temyiz isteminde bulunana verilmesine, fazla yatırılan 18000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, 9.2.1987/gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY Dava konusu taşınmazın, 22.7.1983/günlü, 1/5000 ölçekli nazım imar planında şartları değiştirilmiş iskan alanı içerisinde kaldığı, bu alanların, planın açıklama ve uygulama raporunun 7. 2. maddesinde “bu alanlar muhtelif tarihlerde İmar ve İskan Bakanlığınca onanarak yürürlüğe giren mevzi imar planlarının kapsadığı bölgelerdir. Boğaziçi doğal ve tarihi varlığının kentsel gelişmeye rağmen korunabilmesi amacıyla hazırlanan bu nazım planda, bu bölgede bulunan mevzi imar planlarının yasal sorunlar meydana getirmeyecek şekilde, planın arazi kullanış kararları ile uyumluluklarının sağlanması gerekli olmuştur. Bu nedenle bulundukları bölgenin özellik ve Boğaziçi peyzajındaki etkinlik durumuna, kısmen muhafaza, kısmen düzeltme ve yeniden tanzim edilmek suretiyle yerleşme alan olarak Boğaziçi nazım planında yer almaları kabul edilmiştir.” ifadesi yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, başvuru üzerine davalı idarece düzenlenen anlaşmazlık konusu taşınmaza ilişkin 8.2.1982/günlü imar durumunda yapılaşma hakkında bilgi verilmiş olması, taşınmazın nazım imar planı niteliğinde mevzi imar planının var olduğunu göstermektedir. Mahkemece taşınmazın; mevzi imar planıyla dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planındaki durumunun saptanması, varılacak sonuca göre, sosyal donatım alanına ayrılmasının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının araştırılması gerekirken, kararda yer alan soyut gerekçeyle iptal kararı verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3. maddesinin ( f ) ve ( g ) fıkraları, 3194 sayılı İmar Kanununun 47. maddesiyle değiştirilmiş ve Boğaziçi alanında mevcut planda nüfus ve yapı yoğunluğu göz önüne alınmak kaydı ile plan değişikliği olabileceği, Boğaziçi Öngörünüm bölgesinde parsel büyüklüğü 5000 m2 den az olmamak, ifraz işlemleri yapılmamak, taban alanı kat sayısı azami %6 ve 2 katı geçmemek şartı ile konut inşaatı yapılabileceği kuralı getirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle eksik incelemeye dayanan mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara karşıyım.