Sadece adada bir parselin inşaata elverişli hale getirilmesi amacıyla diğer parsel malikinin muvafakati da alınmaksızın yapılan kısmi düzenlemenin mevzuata aykırı olduğu
Dava, taşınmazın bitişik 50 parsel sayılı taşınmazla 6785 sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca şuyulandırılmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince şuyulandırmanın Tokat İmar Yönetmeliği hük7mlerine uygun yeni bir imar parseli meydana getirmek amacıyla yapıldığı, bitişik 50 parsel sayılı taşınmazın imar durumunda davacılara ait parselle şuyulandırılmadan inşaat yapılamaz kaydının bulunduğu, işlemde 6785 sayılı Yasanın 42.maddesi hükümlerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan İmar Kanununun 42.maddesi uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinin 1.fıkrasında, düzenleme sahasının genellikle bir müstakil imar adasından daha küçük olamayacağı, aynı maddenin 2.fıkrasında bu kuralın istisnası olarak yapı adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle yeniden düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmının da birkaç taşınmaz malın tevhit ve ifrazı yoluyla imar ve yol istikamet planı ile imar mevzuatına uygun imar parselleri elde edilmesinin mümkün bulunması halinde adanın geri kalan parsellerinin müstakil bir düzenlemeye konu teşkil edebileceği kurala bağlanmış, anılan yönetmeliğin 7.maddesinde ise meskun alanlarda kadastral parsellerin de imar ve yol istikamet planı ile imar mevzuatına uygun şekilde inşaata elverişli hale getirilmesi amacıyla, mal sahiplerinin müracaatı üzerine bir veya bir kaç parsel için tevhit ve ifraz işlemleri yapılabileceği belirtilmiştir.
Temyiz dosyası içinde yer alan belgelerin incelenmesinden davacılara ait 52 parselin bulunduğu adada uyuşmazlık konusu parsele bitişik 50 parsel sayılı taşınmaz malikinin başvurusu üzerine her iki parselin şuyulandırıldığı, adanın geri kalan kısmında düzenleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, davalı belediyenin gerek savunma dilekçesinde, gerekse mahkemece verilen ara kararına verilen cevapta düzenlemenin amacının sadece 50 parsel sayılı taşınmazı inşaata elverişli hale getirmek olduğu açıklanmıştır.
Şu hale göre kısmi düzenleme yapılmasını gerektirecek ve yukarıda değinilen mevzuat hükümleri ile öngörülen koşullar mevcut bulunmaksızın yapı adasında yer alan parsellerden sadece bir tanesini inşaat yapılabilir hale getirmek amacına yönelik şuyulandırma işleminde mevzuata aykırılık açıktır.
Kaldı ki, davacıların kendi parsellerinin kısmi düzenlemeye tabi tutulması yolunda herhangi bir başvuruları da bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında usul ve yasaya uyarlık bulunmadığından İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, uyuşmazlığın hukuki niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.bendi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek yukarıda belirtilen nedenlerle dava konusu işlemin iptaline karar verildi.