1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1987/1011 K: 1988/1501 T: 30/11/1988


İmar planı ile kapanan yol nedeniyle oluşan saha müstakil inşaata elverişli bulunduğundan, olaya 3194 sayılı imar kanununun 17.maddesinin uygulanamıyacağı, bilirkişi raporunda önerildiği gibi kapanan yolun yarı yarıya iki taraftaki parsellere verilmesinin mümkün bulunmadığı

Dava, davacıya ait taşınmazların güneyinde yer alan ve imar planında kapatılarak K1 nizamında yapılaşmaya açılan kadastro yolunun bağımsız imar parseli haline getirilmesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, dava konusu yerin yol terki olduğu, 3194 sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca taraflara verilmesi gerektiği, ancak 184 ve 17 sayılı parsellerdeki binaların (son imar durumu bilinmemekle beraber) imar çaplarına uyulmadan (yol terkleri alınmadan) yapıldığı, yol terkleri alınmadığı için yolun olduğu gibi kaldığı ve 222 sayılı parselin oluşturulduğu, kapanan yol sonucu oluşan 222 sayılı bağımsız parselin uygulanması sırasında yan tarafta oluşmuş yapıların zemin katlarında yanlara açılmış pencerelerin dikkate alınmadığı, ihdas edilen 222 sayılı parselin iki yanında bulunan 17 ve 184 sayılı parseller üzerinde yapılaşma gerçekleştirilerek kat mülkiyetine geçildiğinden yani arsa niteliğini yitirdiğinden tevhidin artık mümkün olmadığı, dava konusu taşınmazların bulunduğu adanın imar durumu incelendiğinde Atatürk Caddesine cepheli iki K10 kitlesi ve caddeye göre batı yanlarında şehircilik düzeni ve imar uygulamaları gereği çok katlı kitlelerin tamamlayıcıları olarak K1 uygulamaları yapıldığı, ihdas edilen K1 kitlesi ile 3 ve 4 parsellerdeki K10 kitlesinin birbirlerinin tamamlayıcısı olduğu, kapanan yolun bağımsız parsel olması halinde dava konusu parsellerde çıkma yapılmasının Yönetmeliğe aykırı düşeceği oysa kapanan yolun bağımsız parsel haline getirilmeyip yarı yarıya 3194 sayılı Yasanın 17.maddesine göre komşu parsellere verilmesi halinde Yönetmeliğe uygun çıkma yapılmasının mümkün olabileceği, sonuç olarak oluşturulan bağımsız imar parselinin 3194 sayılı Yasanın 17 ve 19.maddelerine, İmar Yönetmeliğinin 22.maddesine ve yan komşuların müktesep haklarına aykırı düştüğü belirtildiğinden, anılan bilirkişi raporu ile dosyanın birlikte incelenmesinden terkinin bağımsız imar parseline dönüştürülmesinin mevcut imar planına, imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine uygunluk taşımadığı, bu durumun yan parsellerin mevcut veya ileride gerçekleşebilecek müktesep haklarının ihlaline neden olacağı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı Yasanın 17.maddesinde, belediye veya valiliklerin kendi malı olan veya imar planlarının tatbiki sonucu kamulaştırmadan artan parçalarla, istikameti değiştirilen veya kapanan yol ve meydanlarda hasıl olan sahalardan müstakil inşaata elverişli olmayan parçaları, bitişiğindeki arsa veya bina sahibine bedel takdiri suretiyle satmak, gayrimenkul sahiplerinin yola giden yerlerden dolayı tahakkuk eden istihkaklarını bedel takdiri suretiyle değiştirmek ve komşu gayrimenkul sahibi takdir edilen bedelle satın almaktan imtina ederse şuyulandırıp satmak suretiyle imar planına uygunluğu temin edecekleri kurala bağlanmıştır.

Davacının taşınmazlarının güneyinde yer alan ve imar planı ile kapanan yol nedeniyle hasıl olan saha müstakil inşaata elverişli bulunduğundan dava konusu olaya yukarıda anılan Yasa kuralının uygulanması ve bilirkişi raporunda önerildiği şekilde söz konusu sahanın yarı yarıya kapanan yolun iki tarafındaki parsellere verilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Kaldı ki, kapanan yolun iki tarafında yer alan 184 ve 17 parsel sayılı taşınmazlarda kapanan yoldan alınmaksızın yapılaşmalar gerçekleşmiş ve davacının taşınmazlarında imar planıyla K10 nizamında inşaat hakkı tanınmış olup, sırf davacıya çıkma yapmak hakkı sağlanabilmesi için kapanan yolun bağımsız parsel haline getirilmeyerek 3194 sayılı Yasanın 17.maddesinin uygulanması gerektiği yolundaki bilirkişi raporuna dayanılarak İdare Mahkemesince verilen karar isabetsiz bulunmuştur.

İmar planı ile kapanan yol nedeniyle hasıl olan ve K1 nizamında yapılaşmaya açılan saha dava konusu işlemle müstakil imar parseli haline getirilerek imar planına uygunluk sağlanmış olup, söz konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.bendi uyarınca incelenen davanın yukarıda belirtilen nedenlerle reddine karar verildi.