6785 sayılı yasanın 33. maddesine göre, 5 yıllık bekleme süresi dolduktan sonra daimi inşaat ruhsatı verilmesi istemi üzerine, idarece istenilen belgelerin tamamlanmasına karşın idarece işlem yapılmaması nedeniyle davacının yeniden başvurusu, parselasyon yaptırdığı takdirde ruhsat verilebileceği gerekçesiyle reddedilmiş, davacı 30.1.1984/günlü dilekçeyle istenileni belediyeye verdiğinden, davacının bu tarihten itibaren 60 gün beklemesi, idarece cevap verilmemesi halinde müteakip 60 gün içerisinde dava açması mümkün bulunduğundan mahkemece davanın süreden reddinde isabet bulunmadığı
Dava, taşınmaza imar durumu ve daimi inşaat ruhsatı verilmemesine ilişkin belediye işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacının davalı belediyeye verdiği 26.10.1972 günlü dilekçe ile taşınmazına 6785 sayılı Yasanın 33.maddesinin uygulanmasını istediği, aradan 5 yıl geçtikten sonra davacı tarafından verilen 29.12.1977 günlü dilekçeyle, taşınmazın üzerindeki kısıtlamanın kaldırılması yolunda istekte bulunduğu, davalı idarece bu isteğe 14.3.1978/günlü, yazı ile verilen cevapta davacıdan taşınmazın tapu senedi, çap ve röperli krokisinin istendiği, davacının bu isteği 14.6.1978/gününde yerine getirdiği, davalı idarece bundan sonra herhangi bir işlem tesis edilmediği, davacı tarafından 28.10.1981/ve 28.11.1983/günlü dilekçelerle yeniden başvurulduğu, bu başvurulardan sonra davalı idarenin 10.1.1984/günlü yazı ile cevap verdiği ve cevabın dava konusu yapıldığının anlaşıldığı bu durumda; davanın, tapu senedi, çap ve röperli krokisinin verildiği 14.6.1978/gününden sonra idarece olay tarihinde yürürlükte bulunan 521 sayılı Danıştay Kanununun 69.maddesi uyarınca üç ay içinde cevap verilmemesi üzerine bu sürenin bitiminden itibaren 90 gün içinde dava açılması gerekirken yasada yazılı sürelerin geçirilmesinden sonra, tekrar başvuru yapılarak verilen cevap üzerine açılan davada süre aşımı bulunduğu belirtilerek dava süreden reddedilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İdari dava açılabilmesi için ortada davaya esas alınacak kesin ve uygulanabilir bir idari işlemin bulunması gerekir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10.maddesinde; ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde yine altmış gün içinde konusuna göre Danıştay’da İdare ve Vergi Mahkemelerine dava açabilecekleri belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, imar planında kısmen yol, yeşil saha ve trafo yerine isabet eden taşınmazı için davalı idareye 28.5.1978/günlü dilekçe ile başvurarak hakkında 6785 sayılı Yasanın 33.maddesinin uygulanmasını istediği, bu yasa gereği 5 yıl geçtikten sonra 29.12.1977 günlü dilekçe ile taşınmazına imar durumu ve daimi inşaat izni verilmesini istediği, davalı idarenin istemi kabul ederek taşınmaza ait tapu senedi, çap ve röperli krokisini istediği, 14.6.978 gününde davacının istenilenleri davalı idareye sunduğu, davalı idarece bir işlem yapılmaması üzerine 28.11.1983/günlü dilekçe ile tekrar başvuruda bulunduğu, davalı idarece 10.1.1984/günlü yazıyla; parselasyon yaptırıldığı takdirde inşaat yaptırabileceğinin bildirildiği, davacının da 30.1.1984/günlü dilekçesiyle istenileni yerine getirerek belediyeye verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 30.1.1984/tarihinden itibaren altmış gün beklenilmesi ve davalı idarece yanıt verilmemesi halinde sonra gelen altmış gün içinde de dava açılması gerekirken 60 günlük bekleme süresi dolmadan 21.3.1984/tarihinde kayıtlara geçen dilekçe ile vaktinden önce açılan davanın esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 8.4.1986/günlü ara kararıyla imar planında davacının taşınmazın bulunduğu yörede değişiklik yapılıp yapılmadığı sorulmuş, davalı idarece verilen cevapta, imar planının değiştiği ve taşınmazın konut alanı ve yolda kaldığı, 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca parselasyon yapımına başlandığı ve parsellerin kesin şeklinin uygulama sonucu belli olacağı belirtilmiş olup, oluşacak en son duruma göre yeni bir dava açılabileceği tabiidir.
Bu durumda ortada davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem bulunmadığından davanın incelenmeksizin reddi gerekirken süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı yasanın 49.maddesinin 2.bendi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek yukarıda belirtilen nedenlerle davanın incelenmeksizin reddine karar verildi.