1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1987/391 K: 1987/615 T: 09/06/1987


Belediye meclisi kararı ile yat çekek yeri olarak kullanılması uygun görülen ve ayrı iki bakanlıkça yat çekek yapımı amacıyla ön izin verilen taşınmazın belediyece, hazine arazisi veya orman olup olmadığı araştırılmadan ön izin sahiplerinden birisine ait mevzi uygulama imar planının kabulünde mevzuata uyarlık bulunmadığı

Dava, belediye meclisince yat çekek yeri olarak kullanılması öngörülen taşınmazın Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca verilen ön izne dayanılarak yat çekek yeri yapımı için önerilen mevzi uygulama imar planının onanmamasına ilişkin belediye meclisi kararı ile aynı yer için Albatros A.Ş. tarafından aynı amaca yönelik olarak ibraz edilen mevzi imar planının kabul edilmesi yolundaki belediye meclisi kararlarının iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince; Marmaris imar planı dışında ve mücavir sahası içinde kalan ve ön izin belgelerine göre yaklaşık 15.000, belediye meclisi kararlarına göre de 17.000 m2 olan alanın belediye meclisinin 24.12.1985/günlü kararı ile yatların kışlaması, bakım ve onarımı ile yet çekek yeri olarak belirlendiği; bu yer için Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Genel Müdürlüğünce, 17.6.1985/günlü yazı ile Albatros Turizm Yat ve Marina İşletmeciliği A.Ş. ne yat çekek yeri için, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünce de 20.9.1985/günlü yazı ile önce turistik tesis yapımı için daha sonra da 22.5.1986/günlü yazı ile yat çekek yeri için davacıya ön izin verildiği, bu ön izinlere dayanarak davacının önce turistik tesis yapımı için davalı idareye başvurduğu, başvurusunun bu yerin yat çekek yeri olarak belirlendiğinden bahisle reddi üzerine ön izinde değişiklik yaptırarak ikinci kez yat çekek yeri için başvuruda bulunduğu, bu başvurusunun da belediye meclisinin 10.1.1986/günlü, sayılı kararı ile yerin denize cephesi olmayıp yeşil alan olarak korunmasının uygun görüldüğü gerekçesiyle reddedildiği, bu karardan beş gün sonra Albatros A.Ş.nin aynı amaçla yaptığı başvurunun ise kabul edilerek belediye meclisinin 3.2.1986/günlü, kararı ile mevzi uygulama imar planının değişiklikle onandığı ve yapıma izin verildiği, bu durumda olayın esasını mevzi imar planının onaylanması olmayıp verilen ön izinlerden hangisinin geçerli olduğunun oluşturduğu, bu konuyu açıklığa kavuşturmakta davalı idarenin doğrudan bir yetkisinin bulunmadığı, ancak aynı yer için iki ayrı bakanlıkça iki ayrı şahsa aynı amaçla ön izin verildiği, böylece ön izin verilen yerin Maliye hazinesine ait bir arazi mi, yoksa Devlet ormanı mı olduğunun dahi tartışmalı bulunduğu ve bu hususun yapılan başvurular nedeniyle davalı idarenin bilgisi içinde olduğunun kuşkuya yer vermeyecek kadar açık bulunduğu, hal böyle olunca imar planlarını yapmak ve uygulamakla yükümlü olan davalı idarece bu konuların açıklığa kavuşturulduktan sonra hasıl olacak duruma göre mevzi uygulama imar planının onanması gerekirken böyle bir yola gidilmeksizin birinin talebinin reddi, diğerinin talebinin kabulü şeklinde alınan kararların eşitlik ilkesine, hak ve nasafet kurallarına aykırı düştüğü, ayrıca bu haliyle kararın bir bakanlıkça verilen ön iznin yetkisiz bir merci tarafından ortadan kaldırılması sonucunu da doğuracağı gerekçesiyle dava konusu işlemler iptal edilmiş, İdare Mahkemesi kararı davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.