Üzerinde yapılaşma olduğu anlaşılan kadastro parselinin parselasyon planı dışında bırakılarak düzenleme yapılmasında isabet bulunmadığı
Dava, taşınmazı da içeren alanın parselasyona tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, düzenleme sınırının tesbitinde kanuna aykırı bir durum olmadığı, parsellerin oluşturulması ve dağıtımında hata ve eksiklik bulunmadığı, aynı ada içindeki 2 sayılı parselde daha önce uygulama yapılmış olduğundan düzenlemeye alınmasında zorunluluk bulunmadığı belirtilmişse de, İdare Mahkemesince 3194 sayılı Yasanın 18.maddesinin bütünüyle incelenmesinden düzenlemenin en az bir ada düzeyinde yapılacağı ve imar adasının istenildiği kadar bölümünün düzenleme yapılacağı ve imar adasının istenildiği kadar bölümünün düzenleme dışında bırakılamayacağı sonucuna varıldığı, maddenin 6.fıkrasında “herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına engel teşkil etmez” denilerek ortaklık payının yeniden alınmasına engel getirildiği, düzenlemenin yeniden yapılmasına mani bir hüküm konulmadığı, kaldı ki söz konusu parselde daha önce imar düzenlemesi yapılmamış olduğu, konuya ilişkin yönetmeligin 5.maddesinde konuya daha da açıklık getirildiği ve ilke olarak imar adasının bütün parsellerinin düzenleme içinde olacağının belirtildiği, ancak adanın büyük bir bölümünün fiilen imara uygun parsellere ayrıldığı, geriye çok küçük bölümünün kaldığı hallerde bu kısımlar için düzenleme yapılabileceğinin belirtildiği, dava konusu parselasyon işleminde ise bu ilkeye uygun davranılmadığı, tam tersine adanın çok büyük bir kısmının düzenlemeye tabi tutulduğu, yalnızca bir parselden ibaret küçük bir bölümünün düzenleme dışı bırakıldığı, bu durumun yasaya ve yönetmeliğe aykırı olduğu gibi külfetlerin eşit dağıtılması sonucunu doğurmadığından hak ve nısfer kurallarına da aykırı düştüğü gerekçesiyle parsellerden yalnızca biri dışarıda bırakılarak yapılan dava konusu imar düzenlemesinin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, imar düzenlemesine tabi tutulan bölge yürürlükteki imar planında ilk katı ticarethane olan 5 katlı blok apartman alanında kalmakta olup, planda her blok için imar parseli ayrılmış, ayrılan bu alanların (imar parsellerinin) her biri birer düzenleme bölgesi kabul edilerek uygulama yapılması plan üzerine konulan notta belirtilmiş bulunduğundan, 102 adada üzerindeki yapılaşma nedeniyle sadece 2 sayılı kadastro parselinin düzenleme dışı bırakılması mevzuata ve külfetlerin eşit dağıtılması ilkesine aykırı olduğu gibi imar planına da aykırı düşmektedir.
Dava konusu imar düzenlemesinin iptali yolundaki temyize konu İdare mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.