mülkiyeti vakıflar genel müdürlüğüne ait kiracı tarafından yapılan yapı 2981 sayılı yasa kapsamında kaldığından önceden verilen ruhsatın iptali ile yıktırılmasına karar verilmesinde isabet bulunmadığı, kiracı tarafından yapılan yapı henüz vakıflar genel müdürlüğüne teslim edilmediğinden malvarlığında bir azalmadan sözedilemiyeceği nedeniyle tazminat isteminin dayanağı bulunmadığı
Dava, davacının mülkiyetinde bulunan arsa üzerine arsanın kiracısı tarafından inşa edilen yapının ruhsatının iptal edilerek yıktırılmasına ilişkin Belediye Encümeni işleminin iptali ve yıkım nedeniyle uğranılan zararın tazminine hükmedilmesi istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; söz konusu taşınmazın Vakıflar Bölge Müdürlüğünce bir kişiye kiralandığı, kiracının bu arsa üzerinde Vakıflara terk ve teberru etmek üzere bina inşa etmek istediği ancak ruhsat alınmadığı, kiracı tarafından ruhsatsız olarak inşa edilen binanın davalı idarece 26.11.1982/gününde kısmen yıktırıldığı, ancak binanın yapımına devam edildiği ve 2805 sayılı yasanın Yürürlüğe girmesi üzerine davalı idareye başvurulduğu ve bunun üzerine inşaat ruhsatının verildiği ancak, dava konusu kararla daha önce yıltırılmış olan yapının inşaatına devam edilmek suretiyle 2981 sayılı Yasadan yararlanılmak istenildiği ve anılan yasanın 14.maddesinin (f) fıkrası gereğince yapının bu yasadan yararlanamayacağı gerekçesiyle ruhsatın iptaline ve yapının yıktırılmasına karar verildiği işlem dosyasında bulunan ve 2805 sayılı Yasa uyarınca yapılan başvuru formundan, yapının 1.10.1983/tarihinden önce inşaasına başlanıldığı ve bu gerekçe ile de davalı idarece inşaat ruhsatı verildiği görüldüğünden, dava konusu kararla yapının 2981 sayılı Yasanın 14.maddesinin (f) fıkrası kapsamına girdiği bir başka ifade ile 1.10.1983/tarihinden sonra yapımına başlanıldığı ileri sürülerek ruhsatın iptal edilerek yapının yıktırılmasında mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu encümen kararı iptal edilmiş, davanın maddi zararın tazmini istemine yönelik bölümü ise gerek doktrin ve gerekse uygulamada, maddi zarar ilgilisinin mal varlığında meydana gelen azalma veya malvarlığında meydana gelmesi beklenen artıştan mahrum olma şeklinin tanımlandığı, öte yandan idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında ilgilinin bu işlem nedeniyle menfaatinin ihlal edilmiş olması yeterli olmakla birlikte, tam yargı davalarında mutlak surette bir hakkın ihlal edilmiş olmasının gerektiği, olayda davacı Vakıflar idaresine ait arsa üzerinde arsanın kiracısı tarafından yaptırılacak bina yıkımdan önce davacıya teslim edilmediği için malvarlığında bir azalmadan söz edilemiyeceği gibi, yine aynı nedenle gerçek bir zarardan ve dolayısıyla bir hak ihlalinden de bahsedilemiyeceği, diğer taraftan, inşaat ruhsatının iptaline ilişkin davalı idare işlemi bu kararla iptal edilmiş olup, inşaata tekrar başlanılması mümkün olduğundan malvarlığında beklenen artıştan mahrum olmanın da söz konusu olmadığı, bu nedenlerle, davacı Vakıflar İdaresi yönünden gerçek bir zararın varlığının kabul edilemiyeceği gerekçesiyle reddedilmiş, bu karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali, tazminat isteminin ise reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemleri yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi