1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1988/1456 K: 1988/1497 T: 29/12/1988


Parselasyon planlarına karşı açılan davalarda dava açma süresinin anayasanın 125.maddesine göre yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı

Dava, taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yapılan düzenlemeye ilişkin parselasyon planının 25.11.1986/günlü belediye encümeni kararı ile onaylanarak 3194 sayılı Yasanın 19.maddesi uyarınca 9.12.1986/ile 8.1.1987/günleri arasında belediyede asıldığı gibi belediye hoparlörü ile ve mahalli gazetelerde yayınlanmak suretiyle ilan edildiğinin anlaşıldığı, bu tarihten çok sonra davacının yurt dışında olduğunun bahisle haberdar olduğunu öne sürdüğü 28.7.1987/günlü başvurusunun idarece reddi üzerine 19.10.1987/günlü dilekçeyle açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

T.C. Anayasasının 125.maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kurala bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 2.fıkrasında da Anayasa kuralına paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin yazılı bildirimin yapıldığı günden başlayacağı belirtilmiş, 7201 sayılı Tebligat Kanununa ilişkin Tebligat Tüzüğünün 51.maddesinde ise tebliğin muhatap muttali olmuş ise geçerli olacağı, muhatabın tebliğe muttali olduğunun ve bunun tarihinin iddia ve ispatına cevaz bulunmadığı öngörülmüştür.

Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun parselasyon planlarına karşı açılacak davalara ilişkin 12.2.1970 günlü, E:1969/2, K:1970/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da Anayasanın idarenin işlemlerinden dolayı açılacak davalarda süre aşımının yazılı bildirim tarihinden başlayacağı hükmü karşısında ilan tarihinin dava açma süresine başlangıç kabul etmenin imkansız olduğu, zira Anayasanın temel hukuk kuralları dışında bir konuyu ayrıntılarıyla düzenlemesi ve bu hükmün daha önceki Kanunlarda bulunup aynı konuyu düzenleyen hükümlere aykırı olması halinde konuyu yeniden düzenleyen Anayasa hükmünün uygulanmasının tabii olduğu hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şuyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı gösterildiğinden bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri için subjektif ve kişisel işlemler oldukları kuşkusuzdur.

Olayda ise yurt dışında işçi olarak çalışan davacının 19.7.1987/gününde yurda giriş yaptıktan sonra maliki olduğu taşınmaz hakkındaki düzenleme işlemini öğrendiğini belirterek anılan işleme karşı 10.8.1987 günlü dilekçeyle itiraz ettiği, ancak itirazın davalı idarece 60 gün için de cevap verilmemek suretiyle reddedilmesi üzerine 19.10.1987/günlü dilekçeyle parselasyon işleminin iptali için bu davanın açıldığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, yurt dışında oturan bir kimsenin belediye sınırları içindeki hoparlör, askı v.s. gibi yollarla işlemden haberdar olmasının mümkün bulunmadığı, ancak yurda döndükten sonra haberdar olarak yaptığı yazılı itirazın reddinden itibaren dava açma süresinin başlayacağı gösterilmeksizin davanın süre aşımı yönünden reddinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verildi.