Yapı durdurma tutanağında, bu tarihte on beş adet temel sömellerinin dökülmüş, zemin kat taban blokajının yapılmamış olduğu belirtildiğinden ve 10.11.1985 tarihinden itibaren yapının bir yıldan fazla bir sürede aynı seviyede kalması mümkün bulunmadığından yapıya 10.11.1985 tarihinden sonra başlanıldığı sonucuna varıldığı, ancak yıkma işleminin 3194 sayılı imar kanununun 32.maddesinde belirtilen yönteme uygun olup olmadığının mahkemece incelenmesi gerektiği
Dava, davacının paydaşı bulunduğu, parsel üzerindeki ruhsatsız yapının, 3194 sayılı imar yasasının 32.maddesi uyarınca yıktırılmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacının ruhsatsız yapı için 2981/3290 sayılı yasa hükümlerine uygun olarak ve süresi içinde ruhsat almak için başvurduğu, bu amaçla yeminli özel teknik büro tarafından yapılan tespit ve değerlendirme sonucunda, yapının 10.11.1985/tarihinden önce inşasına başlanıp sömel betonlarının dökülmüş korunması gerekli yapılardan olduğunun tespit edildiği davalı belediye tarafından ise, yapıya sözü geçen tarihten sonra başlandığı yolunda herhangi bir kanıt ve belge ibraz edilmediği, bu durumda imar affından yararlanacak durumdaki yapı hakkında yıkım kararı verilmesine isabet bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiş, karar davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.
2981 sayılı İmar Affı yasasının 3290 sayılı yasa ile değişik 14.maddesinin (f) fıkrasında, 10.11.1985 tarihinden sonra yapımına başlanan imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapıların bu yasa hükümlerinden yararlanamayacakları belirtilmiş bulunmaktadır. Dosyada bulunan 3.1.1987/günlü yapı durdurma tutanağında, bu tarihte 15 adet temel sömellerin dökülmüş, zemin kat taban blokajının yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır. Yapının inşaasına 10.11.1985 tarihinden önce başlandığı ileri sürülmekte ise de, bu tarihten itibaren bir yıldan fazla süre geçtiği halde, yapının tutanakta belirtilen seviyede kalmasına olanak bulunmadığından bu iddiaya itibar edilmemiş yapıya bu tarihten sonra başlandığı sonuç ve kanısına varılmıştır.
Bu durum karşısında konunun, işlemin dayandırıldığı 3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesi açısından incelenmesi gerekmektedir. Söz konusu Yasa maddesinde ise, ruhsat alınmadan yapıya başlanması veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapılması halinde, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumunun tesbit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı, durdurmanın yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tebligatın bir nüshasının da muhtara bırakılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibinin yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak ilgili idareden mührün kaldırılmasını isteyeceği, belirtilen süre içerisinde bu yola başvurulmadığı takdirde ruhsatın iptal edileceği, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan binanın belediye encümeni veya İl İdare Kurulu Kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılacağı ve yıkım masrafının yapı sahibinden tahsil edileceği kurala bağlanmış bulunduğundan, mahkemece, dava konusu yapının yıktırılmasına ilişkin işlemin anılan Yasa hükümlerine uygun olup olmadığı yönünden inceleme yapılmaksızın karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.