1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1988/1990K: 1990/561 T: 09/04/1990


Yıkım işinin turizm mevsiminin sonuna kadar ertelenmesine ilişkin başbakanlık işleminin üçüncü kişileri ilgilendirmeyen ve onlar açısından herhangi bir sonuç doğuracak bir icrai işlem olmaması nedeniyle idari davaya konu olamayacağı, önceden verilmiş yıkma kararına karşı açılan davanın 2805 sayılı yasa hükmü uyarınca konusuz kalmış sayılması nedeniyle bu durumun yıkma işlemini kesinleştirmesinin mümkün olmadığı bu sebeple evvelce verilen yıkma kararına istinaden yapıların tahliyesi yolunda tesis edilen valilik işleminde isabet görülmediği

Dava, 22 adet ruhsatsız yapının haklarında yıkma kararı alınmış olması nedeniyle valiliğe terk edilmesi ancak bunlardan yurt dışından gelen yabancılara rezervasyonu yapılmış olanların ileride bir hak iddia edilemeyeceği taahhüdünü takibeden kullanıcılara Valilikçe belirli bir ücret karşılığı verilerek yıkım işinin turizm mevsiminin sonuna kadar ertelenmesine ilişkin Başbakanlık işlemi ile bu işleme dayanılarak yapıların yıkılmasına dair İl İdare Kurulu kararının kesinleştiğinden bahisle binaların tahliyesi ile Valiliğe teslim edilmesi yolundaki Valilik işlemlerinin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptalleri isteğiyle açılmıştır.

3065 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanunun 2.maddesinin (e) bendinde idarede etkinliğin sağlanması, görevlerin tam ve verimli bir şekilde uzmanında yerine getirilmesi … için gerekli olan sistem ve prensiplerin geliştirilmesini ve uygulamasını sağlamak Başbakanlığın görevleri arasında sayılmıştır.

Olayda ise, Başbakanlığın davaya konu edilen işlemiyle Beldibi yöresin de bulunan ruhsatsız yapı ve yapı gruplarından yurt dışından gelen yabancılara rezervasyonu yapılmış olanlarının haklarındaki yıkma kararlarının turizm mevsiminden sonraya ertelenmesi için Valiliğe direktif verdiği anlaşılmaktadır.

Bu haliyle dava konusu Başbakanlık işlemi üçüncü kişilerle ilgili veya onlar açısından herhangi bir sonuç doğuracak icrai bir işlem olmayıp tamamen hiyerarşik yetkiye dayanılarak turizm mevsimi içerisinde idarenin tutumunu belirleyen hizmet içi bir yazışma niteliğinde bulunduğundan idari davaya konu edilmeyeceği açıktır.

Davanın Antalya Valiliğince tesis edilen işleme yönelik bölümüne gelince; 3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesinde ruhsat alınmadan yapıya başlanması veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapılması halinde, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumunun tespit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı, durdurmanın yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tebligatın bir nüshasının da muhtara bırakılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibinin yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak ilgili idareden mührün kaldırılmasını isteyeceği, belirtilen süre içerisinde bu yola başvurulmadığı takdirde ruhsatın iptal edileceği, ruhsatına aykırı veya ruhsatsız yapılan binanın belediye encümeni veya İl İdare Kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılacağı ve yıkım masrafının yapı sahibinden tahsil edileceği kurala bağlanmış bulunmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu ruhsatsız binalar hakkında İl İdare Kurulu kararı ile olay tarihinde yürürlükte olan 6785 sayılı İmar Kanununun 22.maddesi uyarınca yıkma kararı verildiği, anılan yıkma kararına karşı Dairemizin esas sayısına kayden İl İdare Kurulu kararının iptali dileğiyle dava açıldığı, 2805 sayılı İmar Affı Kanununun yürürlüğe girmesi üzerine Danıştay Altıncı Dairesi kararı ile sözü geçen 2805 sayılı kanunun 27.maddesi uyarınca konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, Dairemizin bu kararından sonra da uyuşmazlık konusu yapılar hakkında bugüne değin başkaca yıkma kararı alınmadığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, önceden verilmiş yıkma kararına karşı açılan davanın yasa hükmü ile konusuz kalmış sayılması nedeniyle bu durumun anılan davanın konusunu teşkil eden yıkma işlemini kesinleştirmesi mümkün olmadığı gibi, başkaca yıkma kararı da bulunmaması karşısında, yıkmaya ilişkin İl İdare Kurulu kararının kesinleştiğinden bahisle yapıların tahliyesi yolunda tesis edilen Valilik işleminde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle Başbakanlık işlemi idari davaya konu olabilecek nitelikte bulunmadığından davanın bu kısmının reddine, hukuka ve mevzu ata aykırı olarak tesis edilmiş yapıların tahliyesine ilişkin Valilik işleminin ise iptaline karar verildi.