1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1988/2465 K: 1989/2337 T: 29/11/1989


Yapılan parselasyon işlemi sonucu belediye ile hisseli olarak başka bir şahsa verilen parselin belediyeye ait payının o şahsa satılmasına karar verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı, bu parsel ile ilgisi olmayan davacının parselasyon planına karşı da dava açmadığı anlaşıldığından, mahkemece satış işleminin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, parselasyon sonucu oluşan 57 m2’lik belediye payının aynı parselin sahibi diğer paydaşı olan eski 307 sayılı Kadastro parseli sahibi …’a 3194 sayılı yasanın 17.maddesine göre satışına ilişkin belediye encümeni kararının iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılan arazi ve arsa düzenlemelerinin nihai amacının imar planı hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve imara uygun olmayan parsellerin uygunluğunun sağlanması olduğu, olayda ise dava konusu satış işlemi ile şuyulandırmanın amacının gerçekleştirilmeye çalışıldığı, ancak yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ve ek raporda 57 m2’lik kısmının 307 parsele ilave edilmesinin imar durumuna uygun olmadığı, bu birleştirme sonucunda 304 sayılı parselin rasyonel yapılaşmasının engellendiği, imar durumuna esas arsa kullanımı alanının küçültüldüğü şuyu öncesi parsel konumlarının imar planına ve yapılaşmaya daha elverişli olduğunun belirtildiği, bu durumda arsa düzenlenmesinin ve bu düzenleme nedeniyle tesis edilen satış işleminin yasanın aradığı koşulların gerçekleştirilmesi amacına yönelik olmadığının anlaşılmış olması karşısında dava konusu işlemde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı Yasanın 17.maddesinin 3.fıkrasında, belediye ve valilikler ile şuyulu olan müstakil inşaat yapmaya müsait bulunan imar parsellerinde, belediye ve valiliklerin hisselerini parselin diğer hissedarlarına bedel takdiri suretiyle satmaya ilgililer satın almaktan imtina ederlerse şuyuun izalesi suretiyle sattırmaya yetkili oldukları kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait parseller ile dava konusu satışın yapıldığı …’a ait 307 sayılı parseli de içeren alanın 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulduğu, düzenleme sonucu davacıya kadastro parsellerinin bulunduğu yerlerdeki imar parsellerinin tahsis edildiği, …’ a ait 249 m2 alanlı 307 sayılı kadastro parselinin ise 8 m2’lik kısmı kamulaştırma için düşüldükten sonra kalan 241 m2’lik kısmına karşılık kadastro parselinin bulunduğu 95 sayılı imar adasındaki 298 m2’lik 9 sayılı imar parselinden 241 m2’lik pay verildiği, bu parselin 57 m2’lik kısmına da belediyenin paydaş olduğu ve dava konusu işlemle de yukarıda açıklanan yasa kuralı uyarınca 57 m2’lik belediye payının 9 sayılı imar parselinin diğer paydaşı…’a satışına karar verildiği, davacıların parselasyona karşı dava açmadıkları, sadece satış işlemine karşı bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.

3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılan düzenleme sonucu oluşan imar parselindeki 57 m2’lik belediye payının dava konusu belediye encümeni kararıyla yani Yasanın 17.maddesinin 3.fıkrası uyarınca bu parselin diğer paydaşı olan …’a satılması suretiyle paylı halin giderilmesinde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Parselasyon planının dava konusu edilmemiş olmasına karşın, İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişilerce parselasyon planı irdelenerek bu planla getirilen düzenlemenin imar durumuna uygun olmadığı ve davacıya ait 304 sayılı parseldeki rasyonel yapılaşmayı engellediği yolunda düzenlenen rapora dayanılarak dava konusu satış işleminin iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.bendi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek yukarıda belirtilen nedenle davanın reddine karar verildi.

KARŞI OY: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 1-a bendinde idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenlerin iptal davası açabilecekleri kurala bağlanmıştır.

3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılan düzenleme sonucunda oluşan 95 ada, 9 sayılı imar parseline … ile Belediyenin paydaş oldukları, davacının bu parselle bir ilgisinin bulunmadığı ve anılan Yasa kuralına göre yapılan düzenlemeye karşı da dava açmamış olduğu anlaşılmaktadır.