İştirak veya müşterek mülkiyette paydaşların tek başına dava haklarının bulunduğu, açılan davaların sonuçlarının dava açmayanları etkilemeyeceği.
Taşınmazın imar planı uyarınca kamulaştırılmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali dileğiyle açılan davanın, dava konusu kamulaştırma kararının alındığı tarihte ve daha sonra davanın açıldığı tarihte davacının taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay 6. Dairesisi kararı ile bozulması üzerine bu kez İdare Mahkemesince Beyoğlu tapu sicil Müdürlüğü yazısında ve aynı Müdürlüğün davacı vekilinin dilekçesine verdiği cevabında davacının dava konusu taşınmazın 1/4 hissesinin 22.12.1976 tarihinden itibaren maliki olduğu bildirildiğinden kamulaştırma kararı tarihte davacının malik sıfatının bulunduğunun tartışmasız kabulü gerektiği, bu durumda dava konusu taşınmazın maliklerinden olan davacı adına kamulaştırma işlemi tesis edilmemesinin 2942 sayılı Yasanın 7 ve 13.maddelerinde yer alan hükümler karşısında açıkca hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu kamulaştırma işleminin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14.maddesinin 4.fıkrasında iştirak veya müşterek mülkiyette paydaşların tek başına dava hakları bulunduğu, son fıkrasında da açılan davaların sonuçlarının dava açmayanları etkilemeyeceği kurala bağlandığından İdare Mahkemesince kamulaştırma işleminin sadece davacının hissesi ile ilgili kısmının iptal edilmesi gerekirken tümüyle iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve beleğeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.bendi uyarınca işin esasının incelenmesine gelince;
Dava dosyasının incelenmesinden kamulaştırma işleminin 2/4 hisse itibariyle …, 1/4 hisse itibariyle …, 1/4 hisse itibariyle … adına yapıldığı anlaşılmıştır. Beyoğlu, Tapu Sicil Müdürlüğünün 27.6.1985 günlü, 7802 sayılı yazısında ve aynı müdürlüğün davacı vekilinin dilekçesine cevap olarak verdiği, 2.3.1987 günlü yazısında davacının dava konusu taşınmazın 1/4 hissesinin 22.12.1976 tarihinden itibaren maliki olduğu bildirildiğinden, kamulaştırma kararı alındığı tarihte davacının malik sıfatının bulunduğunun tartışmasız kabulü gerekir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7.maddesinde kamulaştırmayı yapacak idarenin kamulaştırılan taşınmaz malın sahiplerini tapu kaydı yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini, tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit ettireceği, aynı Yasanın 13.maddesinde de, kamulaştırılması kararlaştırılan taşınmaz malın 7.maddedeki usule göre tespit edilen sahibi, zilyet ve diğer ilgililerden adresi tespit olunanlara tebliğ edilmek üzere kamulaştırılacak taşınmaz malın kamulaştırılmasına uygun ölçekli bir plan veya ölçekli krokisinin, kamulaştırma kararının, takdir olunan kıymeti, kamulaştırma karşılığının veya ilk taksidi nin milli bankalardan birine hak sahibi adına yatırıldığına dair belge nin, kamulaştırmanın hangi idare yararına yapıldığı ve açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceğinin bedelin bankaya yatırıldığı tarihten başlayarak otuz gün içinde notere verileceği kurala bağlanmıştır.
Bu durumda dava konusu taşınmazın maliklerinden olan davacı adına kamulaştırma işlemi tesis edilmemesi yukarıda açıklanan yasa hükümleri karşısında açıkca hukuka aykırıdır. Açıklanan nedenlerle dava konusu kamulaştırma işleminin davacının hissesi ile ilgili bölümünün iptaline karar verildi.