Şuyulandırma yapılarak henüz imar parseli haline dönüşmeyen yere inşaat ruhsatı verilmesinin yerinde olmadığı
Dava, Belediye Encümeni kararı ve bu karara dayanılarak komşu parsele verilen inşaat ruhsatının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince inşaat ruhsatı isteklerinin yürürlükte bulunan kanun, tüzük ve yönetmelik kuralları ile imar ve yol istikamet planları göz önünde bulundurularak incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesinin imar hukukunun temel ilkelerinden olduğu, nitekim tip imar yönetmeliğinin 24.maddesinde de buna paralel hüküm getirildiği, ancak, dava dosyası ve bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere ruhsatın iptali istenen yapının geniş ölçüde kaba inşaatı tamamlanmış, doğrama takılmış ve bitmesine yaklaşmış kendi kadastro parseli içinde kalan bir yapı olduğu, hernekadar davacıya ait parsel ile şuyulandırılıp yaklaşık 20 m2.lik bir bölümünün bu parselle birleştirilmesi gerektiği raporda belirtilmişse de, bu durumdaki yerler için yukarıda sözü geçen yönetmeliğin 24.maddesi son hükmünde, bir kolaylık getirildiği, bilirkişi raporunda, şuyulandırma yapılmadığı için imar parseli oluşmadığı, binanın kaba inşaatının bittiği, binanın yerinde ve büyüklüğünde imara aykırı yönünden bir ihtilaf bulunmadığı, dolayısıyla binanın yıkımının söz konusu olmadığı, imar parseli oluşmadan yapı ruhsatı verilmesinin tip yönetmeliğin 24.maddesine aykırı olduğunun belirtilmediği, dava konusu ruhsatla yapılan yapının bulunduğu parselin, yönetmelikte belirtildiği üzere, bir tarafında bina, diğer tarafında da plana göre tesbit edilmiş bir yol bulunduğu, yapının plan ve yönetmeliğin diğer şartlarına aykırı olmadığının dosyada mevcut imar durumu belgesinden, bilirkişi raporundan ve vize krokisi ile uygulama zaptından anlaşıldığı, bu durumda, inşaat ruhsatının, ruhsat verilen parselin davacıya ait bitişik parselle şuyulandırılması yapılmadığı ileri sürülerek iptali isteğinin, anılan yönetmeliğin 24.maddesi son fıkrası uyarınca dayanağı bulunmadığı belirtilerek reddedilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz ve dava dosyasının birlikte incelenmesinden; davacıya ait 37 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 3 katlı bir binanın mevcut bulunduğu bu taşınmazın büyük bir bölümünün imar planında yolda kaldığı, ancak bu binanın programa alınmamış olması nedeniyle kamulaştırılmasının mümkün olmadığı aynı ada, 51 parsel sayılı taşınmazında 37 parselle şuyulu bulunduğu, bu parselin yola terkin edecekleri kısma karşılık 37 parselden yaklaşık 20 m2.lik alanın alınması gerektiği, 51 parselin imar yoluna cephesi bulunmadığı ve 37 parselle şuyulanmadan imar parseli olmadığı için ruhsat verilemediği ancak iptali istenilen encümen kararı yukarıda belirtilen hususlar mevcut iken 51 parselin imar yolu içerisinde kalan kısmının tamamının satın alınmasına, ilgililerce yol olarak terkin edilmesine ve tapuya tescilinden sonra mevcut duruma göre 101 ada, 51 parsel sayılı taşınmaza şuyulanmadan inşaat ruhsatı verilmesine karar verildiği ve bu karara dayanılarak İmar Müdürlüğünce inşaat ruhsatının düzenlendiği anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 5.maddesinde imar parseli, imar adaları içerisindeki kadastro parsellerinin İmar Kanunu, İmar Planları ve yönetmelik esaslarına göre düzenlenmiş şekli olarak tarif edilmiş, 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin parsellerde yapılanma şartlarını düzenleyen 24.maddesinin 1.fıkrasında da, bir parselin bulunduğu imar adasına ait parselasyon planı yapılıp belediye encümenince kabul edilip tapuya tescil edilmeden o adadaki herhangi bir parsele yapı ruhsatı verilemeyecği kurala bağlanmıştır.
İdare Mahkemesince inşaat ruhsatının imar planına ve diğer mevzuata uygun olup olmadığının tesbiti için mahallinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, ruhsat verilen 101 ada, 51 parsel sayılı taşınmazda yola terk yapıldığı ancak komşu 37 parselden de yaklaşık 20 m2.lik kısmın bu parselle birleşmesi gerektiğinden imar parseli oluşmadığı, imar parseli oluşmadan yapı ruhsatı verilmesinin imar yönetmeliğinin 24.maddesine aykırı olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan 3194 sayılı Yasanın ruhsat alma şartlarını düzenleyen 22. maddesinde, yapı ruhsatı almak için belediyelere bir dilekçe ile müracaat edileceği ve bu dilekçeye tapunun (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belgenin) ekleneceği kurala bağlanmıştır.
Hal böyle olunca, henüz şuyulandırma yapılmadığı ve mülkiyet konusu halledilmediğine göre, maliki kesin belli olmayan taşınmaz için (zira inşaat ruhsatı alan kişinin taşınmazı yukarıda izah edildiği üzere imar parseli değildir) ruhsat verilmesi yasal düzenlemeye aykırıdır.
Bu alana ancak imar parseli haline getirildikten yani şuyulandırıldıktan sonraki durumu gösterecek şekilde düzenlenecek tapunun ibrazı halinde ruhsat verilebilir.
Bu durumda, imar parseli niteliğini taşımayan taşınmaz için şuyulandırılmadan inşaat ruhsatı verilebileceği yolundaki encümen kararında ve buna dayanılarak inşaat ruhsatı düzenlenmesinde yukarıda belirlenen yasal düzenlemelere uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesince aksine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Kaldı ki, İdare Mahkemesince karara dayanak yapılan tip yönetmeliğin 24.maddesi son fıkrasında bu olaya uygulanması mümkün değildir. Ancak, yapının yerinde ve büyüklüğünde, konumu itibariyle imar planı ve yönetmeliğine bir aykırılığı bulunmadığı dosyada mevcut belgelerin incelenmesinden anlaşıldığından, söz konusu parselin ebatları itibariyle yapılaşmaya uygun tam parsel haline gelmesinden sonra yapıya devam edilebileceği açıktır.
Açıklanan nedenle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.bendi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek yukarıda belirtilen nedenlerle dava konusu işlemin iptaline karar verildi.