Güvenpark`ın imar planı değişikliği yapılarak otopark ve çarşı olarak tahsisinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun değildir.
İstemin Özeti: Ankara, …, … Mahallesi, İmarın 9441 ada, 1 parsel sayılı taşınmazı üzerinde yer alan Güven Parkı otopark ve çarşı olarak tahsisini öngören Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.5.1986/günlü, kararına dayalı imar planı değişikliği işleminin iptaline dair Ankara 6. İdare Mahkemesinin 10.2.1988/günlü, E: 1987/524, K: 1988/106 sayılı kararının, dava dilekçesinde işlemin öğrenme tarihinin belirtilmediği, genel ve düzenleyici işlem olsa bile dilekçede hiç değilse öğrenme tarihinin bulunması gerektiği, bunun usule aykırı olduğu, bu suretle tarih belirtilmeksizin her isteyenin imar planına karşı dava açabilme yolunun açılacağı, bilirkişilerin önceden görüşlerini basına açıkladıkları gibi bilimsellikten uzak subjektif görüş bildirdiği, plan değişikliğiyle Güven parkın park olma niteliğinin ortadan kaldırılmayıp aksine kamuya açık fonksiyonunun genişletildiği, projeye göre otoparkın topraklı tavanın yer yer iki metreye ulaştığı, bu yükseklikteki toprakta dört metreye kadar uzayabilen ağaçların yetişebileceği öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Savcısı Düşüncesi: …,… Mahallesi 9441 ada, 1 parselde yer alan güven parkın otopark ve çarşı olarak tahsisine ilişkin imar planı değişikliğini mahallinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda plan değişikliğinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olamadığı yapılan plan değişikliğinin Ankara Kent Planlanması ve planlamanın genel stratejisi ile çeliştiği, ulaşım planlaması açısından Ankara Raylı Toplu taşım projesi ve Ankara ulaşım ana planında önerilen hususlara aykırı olduğu, yeşil alan gereksinimi, kent tarihi, doğal koşulların kaybedilmesi, çevre kirliliği yönlerinden de olma mevzuatına uygun bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden Ankara 6. İdare Mahkemesinin 10.2.1988/günlü, E: 1987/524, K: 1988/106 sayılı kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiş ise de; temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nikelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına Karar Veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu görülerek işin gereği düşünüldü: Dava, Ankara …,… Mahallesi, imarın 9441 ada, 1 parsel sayılı taşınmazı üzerinde yer alan Güven Parkın otopark ve çarşı olarak tahsisini öngören Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.5.1986/günlü kararına dayalı imar planı değişikliği işleminin iptali dileğiyle açılmış, idare mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, güven park alanının ve bu alanda yapılacak her türlü imar değişikliğinin Ankara kentinin en önemli ve en çok kullanılan merkezinde yer alması nedeniyle hassas bir konu olduğu ve kent merkezindeki bir çok işlevleri etkileyeceği dikkate alınarak konu çeşitli yönlerden ele alınmış olup sırasıyla; kent planlaması açısından, Güven Park alanında yapılan mevzii imar planı değişikliğinin 1/5000 ölçekli mevcut ve öneri yaya bölgeleri planı ve yine 1/5000 ölçekli Kızılay çevre düzeni ve yaya bölgeleri planına dayandığı, halbuki bu planların nazım plan niteliğinde bulunmadığı, Ankara kent merkezindeki değişiklikler için yapılan çalışmaların 1/5000 ölçekli, nazım plan haline dönüşmesinin gerektiği, böyle bir plan yapılıp onaylanmadan mevzii imar planı yapılmasının kentsel planlama ilkeleri açısından sakıncalı olduğu gibi 1970-90 Ankara Nazım planı ve 1986/yılında kabul edilen 2015 Ankara planlarında kent merkezindeki yoğun işlevselliğin güney ve batı akslarına kaydırılması öngörülmüş olmakla yapılan plan değişikliğinin Ankara kent planlaması ve planlamanın genel stratejisi ile çeliştiği; ulaşım planlaması açısından, belediye tarafından yaptırılan “Ankara Raylı Toplu Taşım Projesi” ve “Ankara ulaşım ana planında” ve Belediyenin ulusal ve uluslararası kurumlara yaptırdığı kapsamlı araştırmalarda dünyadaki büyük kentlerde karşılaşılan ulaşım sorunlarının çözüm yöntemlerine paralel olarak “kent merkezi yakın çevresi içinde kalan alan da özel oto kullanımının yasaklanması, toplu taşımacılığa öncelik verilmesi, işlevsel yaya alanları düzenlenmesi, bu alanın sınırları dışında çok katlı otoparkların yapımı ve özel araç sayısı ve otopark talebinin sürekli arttığı kentte sürekli otopark yapmanın olanaksız olduğu ve merkeze özel araç yerine toplu taşım ve taksi kullanımlarının yoğunlaştırılmasının” önerildiği, Güven park otopark projesinin bu önerilerle de çeliştiği; kent merkezinde yeşil alan gereksinmesi ile ilgili olarak İmar Kanununda kişi başına 7 mı kişi yeşil alan ayrılmasının bir zorunluluk olarak getirildiği, yoğunlaşmış kentsel alanlarda yeni imar hakları verilirken bu hususun dikkate alınmasının gerekli olduğu, Ankara Kızılay merkezinin kentsel işlevlerle birlikte yeşil alan gereksinmelerini ve bunların plandaki yerleşim sistemini gösteren nazım planı olmadığından, Güven Parkın niteliğini değiştiren kısmi ( mevzii ) imar planı değişikliğinin bu yönden de şehircilik ilkeleri ve kamu yararı yönünden sakıncalı olduğu, her kent bölgesinde asgari 7 mı kişi yeşil alan sağlanmadan mevcut yeşil alanların kesinlikle yok edilmemesi gerektiği; kent tarihi açısından Ankara`nın Başkent oluşundan sonra Jansen planı olarak bilinen imar planına göre Atatürk`ün direktifleri ile inşa edilen şehir ve oluşturulan pek çok yeşil alandan günümüzde yalnızca GençIik Parkı ve Güven Park ( Emniyet Parkı ) nın kaldığı, bu parkın da ortadan kaldırılmasının kent tarihi açısından büyük bir kayıp olacağı; estetik açıdan park içinde yer alan ve parka adını veren anıtın yerine Jansen planında Türkiye`nin İdari merkezi niteliğini taşıyan Bakanlıklara giriş ve T.B.M.M. ile noklanan bitiş aksının başında yer alıp yeşille bütünleşerek heybetli bir görünüm verdiği ve görsel açıdan siluetlerde hedeflenen amacı günümüzde de taşıdığı; doğal açıdan, Güven Parkın Ankara`nın çok yoğun iş ve alışveriş merkezinin yer aldığı bölgede kalan halka açık tek ve son yeşil alan olduğu, Ankara`nın içinde yer aldığı step iklimi koşullarında yeşil alanların ağaçtan ziyade çim alanlarından oluştuğu, bu nedenle sayısız yararları olan mevcut ağaçları korumanın insani bir görevin de üstünde zorunluluk olduğu; sosyal ve kültürel açıdan kent insanına doğanın bir parçası olduğunu hatırlatan tek şeyin park ve bahçeler olduğu, kentsel yeşil alanların tahribine ve ortadan kaldırılmasına gerekçe gösterilen bir çok sorunun Güven Park örneğinde bulunduğu, esasen kentlerde korunması en zor alanların kamusal veya özel sermayeye somut bir kar sağlamayan yeşil alanlar olduğu ancak bu alanların korunmasının “insanın doğa ile temas gereksinmesi” gibi soyut ancak anlamlı bir amacının olması gerektiği; somut gerekçeler açısından ise alanla ilgili bitkisel röleve çalışması yaplmadığı; Güven Park ekolojisinin hiç incelenmediği, otoparktan tek baca ile çıkan zehirli havanın çevre kirliliği yaratacağı, anıtın yerini değiştirmenin onun anlamını ve etkisini kaybettireceği, bitki rölevesi olmadığı için ne kadar ağacın kaldırılacağının belli olmadığı, proje uygulandığında alanın en az 3/4 ünün ağaçsız kalacağı, yeni projede ağaca değil yerden max 50 cm. boylanan çalı gruplarına, çiçek panterleri ile çim alanlara yer verildiği, bu alanlara sonradan ağaç nakli ve nakledilen ağaçların yaşamasının mümkün olmadığı, Güven Parkının havuzu, ağaçları, anıtı ve mimarisi ile korunması gereken tarihi ve kültürel varlığı kapsamı içine alınması gerektiği, sonuç olarak imar 9441 ada, 1 sayılı parsel üzerinde yer alan “Güven Park” alanında yapılan kısmı imar değişikliğinin; Ankara kentinin uzun vadeli planlama stratejilerini ve Kızılay merkezinde yeşil alan gereksinmelerini dikkate almadığı, aksine Güven Park`ın varolan estetik, tarihi, sembolik ve ekolojik değerlerini yok edeceği için uygulanmasının, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından sakıncalı olduğunun belirtildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte incelenmesinden imar planı değişikliğinin Ankara kent planlamasının genel ilkeleri, Ankara ulaşım ana planı ve Raylı Toplu Taşım Projesi, yeşil alan gereksinimi, kent tarihi, doğal koşulların kaybedilmesi ve çevre kirliliği yönlerinden şehircilik ilkelerine planlama esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçeleriyle dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı belediye başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu Ankara 6. İdare Mahkemesinin 10.2.1988/günlü, E: 1987/524, K: 1988/106 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının ONANMASINA, 9.5.1988/gününde oybirliğiyle karar verildi.