Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, turizm bakanlığınca onaylanan side turistik düzenleme projesi revizyon imar planının bingeşik mevkii (a) turistik istasyonu ile ilgili bölümü için evvelce Danıştay kararı ile iptal edilen imar planı değişikliğinden farklı bir düzenleme yapılmadığı, bu suretle yargı kararının gereğinin yerine getirilmediği nedeniyle işlemde isabet görülmediği
Dava, Turizm Bakanlığınca 24.1.1986/tarihinde onanan Side Turistik Düzenleme Projesi Revizyon imar planının Bingeşik mevkii (A) Turistik istasyonu ile ilgili kısmının davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali isteğiyle açılmıştır.
Dairemizin 15.11.1989/günlü kararı üzerine 24.1.1986/gününde onaylanan Side Turistik Düzenleme Projesi Revizyon İmar Planının dava konusu edilen Bingeşik mevkii (A) Turistik istasyonu ile ilgili bölümünde Danıştay Altıncı Dairesinin 30.9.1986/günlü, kararı ile iptal edilmiş bulunan 17.9.1985/onay günlü mevzii imar planı değişikliğinden farklı düzenlemeler öngörülüp öngörülmediği, farklılığın söz konusu olması halinde dava konusu imar planı ile getirilen yeni düzenlemede (sosyal ve teknik donatım alanları, yapı yoğunluğu ve yüksekliği gibi konularla ilgili) şehircilik ve planlama esaslarına kamu yararına ve çevre düzenine uygunluk bulunup bulunmadığının anlaşılabilmesi için 15.6.1990 gününde oluşan bilirkişi kurulunca yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporda, Side ve Çevresi Turistik düzenleme Projesi 1970 li yıllarda iyi niyetlerle başlatılmış, o dönem de özellikle Fransa’da uygulanmakta olan Turistik İstasyon kavramını bir planlama stratejisi olarak gündeme getirmiştir. Ancak, bu istasyonların mülkiyet yapısının çözümü, tesislerin niteliği, genel işletme sorunları, içlerinde yer alacak ortak tesisler gibi planlamayı tamamlayıcı politikalar net olarak belirlenememiştir.
Bu dava konusunu oluşturan Bingeşik Turistik İstasyonunda mekanın oluşumu süreci Merkezi Yönetim, Yerel Yönetim, Planlama Çevresi, Mülk Sahipleri, Yatırımcılar, Yargı Organları arasındaki karmaşık ilişkileri sergileyen ilginç bir örnektir. Bu farklı toplumsal gruplar dava konusu alanın oluşumunda rol almışlar ve plan kavramına rağmen bugünkü mekan yapısı ortaya çıkmıştır.
25.9.1978/onanlı plan mülkiyet yapısını dikkate almayan, sosyal donanımı rasgele dağıtan bir dökümandır. 2.6.1980/onanlı mevzi imar planı, imar planı niteliğinde değildir. Mülkiyeti dikkate almıyor gibi görünmektedir. Ancak alanda ilk yatırımı yapan girişimci ve mülk sahipleri açısından kendi mülklerinin çıkarını korumaktadır. Merkezi Yönetimin bu planı nasıl kabul ettiği (bir önceki plana da uymamaktadır.). mülk sahiplerine ve yatırımcılara nasıl Yatırım Belgesi verdiği; Yerel Yönetimin nasıl inşaat ruhsatı verdiği sorgulanmalıdır.
17.9.1985/onanlı plan ise çevreyi yalnızca turizm tesisleri olarak düşünmekte, yerleşme ilkelerini dikkate almayan bir yol yapısı getirmekte (taşıt trafiği, yaya dolaşımı, kıyıya erişirlik gibi) ortak kullanımları dışlamaktadır. Halbuki yörede çok sayıda tesis bulunmaktadır.
ve ortak kullanımlara yer ayrılması şarttır. 24.1.1986/planının, 17.9.1985/planına ilişkin dava sürerken onanması ve her iki plan arasında bir fark bulunmaması, bu arada 473-479,474, 490 parsellerdeki tesislere Yatırım, 477 ve 478 parsellerindeki tesislere İşletme Belgesi verilmesi de eleştirilmelidir. Dikkati çeken bir husus da birbirinin aynı olan bu iki planın, aslında kurulumuza verilen halihazır haritadaki yapılaşma ile çelişmesi olmuştur.
Sonuç olarak, dava konusu alanda gerçekten mevcut planlara ve mevzuata uygun yapı bulmak zordur; Bu arada parsel numarası saptanamayan Verona Matelin de nasıl yapıldığı bilinmemektedir. Dava konusu alanda rol alan bütün gruplar bu günkü mekanı oluşturmuşlardır ve bu alandaki bütün planlar işlerliklerini yitirmişlerdir. Ancak, bütün bu olumsuzluklara rağmen, yörede turizm eylemi sürmektedir ve işleticilerin çevreyi daha iyi kullanmak, ortak düzenlemelere gitmek konusunda birbirlerine yaklaştıkları keşif sırasında saptanmıştır. Bu konuda Merkezi Yönetim, Planlama Çevresi, Yerel Yönetim (Side Belediyesi) Tesis Sahiplerini biraraya getiren katılımcı bir planlama ve işletme modelinin geliştirilebileceği gözlenmektedir.
Bu doğrultuda çevreyi kontrol edebilecek yeni bir planın üretilmesi şarttır. Kurulumuz çevredeki yapılaşmaları, mülkiyet desenini ve sosyal donanımı dikkate alan bir ön çalışma yapmıştır. Yapılan çalışma deneysel niteliktedir ve daha da geliştirilmesi gerekecektir. Bu açıklama ve değerlendirmelerden sonra Bilirkişiler olarak bizlere yöneltilen sorunları yanıtlayabiliriz;
Birinci sorunun yanıtı çok açıktır. İki plan arasında bir fark bulunmamaktadır. Dolayısıyla ikinci soru önemini yitirmektedir. Her ne kadar 24.1.1986/onanlı planın, Side Turistik Düzenleme projesi kapsamında; A, B, C üniteleri ayırımı yapılmaksızın bütün olarak ele alındığı ifade ediliyorsa da, dava konusu alan için 17.9.1985/ile 24.1.1986/tarihinde onanan planlar birbirinin aynısıdır; denilmiş ve yapılan imar planlarının yörenin sorunlarını çözemiyeceği kanısına varıldığından mutlaka yeni bir plan üretilmesi gereğinden yola çıkarak alternatif öneri üretilmiştir.
Yukarıda içeriği açıklanan bilirkişi raporu davanın taraflarına tebliğ edilmiş, Turizm Bakanlığı tarafından, bilirkişi raporu ve eki plan önerisinde yer alan konuların Bakanlığın görev ve yetkilerini belirleyen yürürlükteki mevzuat çerçevesinde yerine getirilebileceği benimsenmekle beraber davacıların iddialarının da bu raporda, kabul görmediği öne sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenilmiş, davacılardan Fuat Eribol ve Ali Baran ise bilirkişi raporunda belirtilen görüşlere aynen katıldıklarını ancak bilirkişilerin alternatif önerilerinin uygulamaya konulması halinde 504 sayılı parsel hissedarlarının giderilmesi güç zararlara uğrayacaklarını öne sürerek alternatif önerinin yok sayıldığının kararda belirtilmesini istemişler, davalılar yanında davaya katılan Baykallar Turizm ve Ticaret A.Ş vekili Av. ise bilirkişilerin iptali istenilen 24.1.1986/günlü plan ile iptal edilen 17.9.1985 günlü plan arasında farklı bir düzenleme olmadığı yolundaki görüşlerine katılmadıklarını açıklayarak gerek Turizm Bakanlığının dosyada bulunan 25.5.1989/günlü, 1175-1719-10223 sayılı yazısında gerekse bilirkişi raporunda, iptali istenilen planda A,B,C üniteleri ayırımı yapılmadığının açıkça belirtildiğini, planda mevcut olmayan (A) ünitesinin iptali söz konusu olamayacağından davanın reddine karar verilmesini istemiş, diğer davalı ve davacılar tarafından ise bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itirazda bulunulmamış olup, bilirkişi raporunda yer alan açıklamalar ve ulaştığı kesin sonuç karşısında itirazlar yerinde görülmemiştir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte incelenmesinden Turizm Bakanlığınca 24.1.1986/tarihinde onaylanan Side Turistik Düzenleme Projesi Revizyon İmar Planının Bingeşik mevkii (A) Turistik İstasyonu ile ilgili bölümü için Danıştay 6.Dairesinin 30.9.1986 günlü, kararı ile iptal edilmiş bulunan 17.9.1985/onay tarihli mevzii imar planı değişikliğinden farklı bir düzenleme yapılmadığı, bu suretle yargı kararının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle Turizm Bakanlığınca 24.1.1986/tarihinde onaylanan Side Turistik Düzenleme Projesi Revizyon İmar Planının Bingeşik mevkii (A) Turistik İstasyonu ile ilgili bölümünün iptaline karar verildi.