1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1989/265 K: 1989/1913 T: 11.10.1989


Müşterek mülkiyete konu bir taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulması halinde oluşacak tüm parsellerin paydaşlara yine müşterek mülkiyet şeklinde tahsis edilmesi gerekir.

İstemin Özeti: Davacının paydaşı olduğu … mahallesi, 10 pafta, 183 ada, 18 parsel sayılı taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulması ve buna dayanılarak tapuya konan şerhin iptali istemiyle açılan davanın parselasyon planına yönelik kısmının reddi, şerhin iptaline yönelik kısmının ise görevden reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin 8.11.1988/günlü, E:1986/1328, K:1988/1091 sayılı kararının, paydaşlığın giderilmesi için adliye mahkemesinde açılan davada aynen taksimin mümkün olmaması nedeniyle satışa karar verildiği, parselin ikiye bölünmesi sonucu kendisine değeri düşük olan bölümün tahsis edildiği, oluşturulan parsellerin imar mevzuatına aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savcı Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası`nın 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu görülerek işin gereği düşünüldü:

Dava, davacının paydaşı olduğu … mahallesi, 10 pafta, 183 ada, 18 parsel sayılı taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulması ve buna dayanılarak tapuya konan şerhin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yörede yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, dava konusu düzenlemenin İmar Kanunu`nun 18. maddesine ve ilgili yönetmelik kuralları ile imar planı, şehircilik esasları ve kent verilerine uygun olduğu belirtilmiş, bu raporda dosyanın birlikte incelenmesinden dava konusu işlemde mevzuata aykırılık olmadığı kanaatine varılarak davanın bu bölümü reddedilmiş, davanın taşınmaz hakkında 18. maddesi uygulaması sonucu tapu kütüğüne bu yolda konulan şerhin iptaline ilişkin kısmı ise, tescil, terkin ve tashih gibi işlemlere ilişkin uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği belirtilerek görev yönünden reddedilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Medeni Kanunun müşterek mülkiyetin sona ermesini düzenleyen 627 ve 628. maddelerinde, müşterek mülkiyetin paydaşların rızalarıyla taksim edilerek, uyuşmazlık halinde ise ortaklığın giderilmesi davası yoluyla mahkeme kararına dayanılarak sona erdirilebileceği öngörülmüş olup, bunun dışında herhangi bir taksim usulü bulunmamaktadır.

Bu durum karşısında müşterek mülkiyete konu olan bir taşınmazın parselasyon işlemine tabi tutulması halinde oluşacak tüm imar parsellerinin paydaşlara yine müşterek mülkiyet şeklinde tahsis edilmesi zorunludur.

Dosyanın incelenmesinden, davacının düzenlemeye konu 18 parsel sayılı taşınmazın müşterek maliklerinden biri olduğu, davacının hissesine karşılık binasının bulunduğu kısmın bağımsız olarak tahsis edildiği, böylece müşterek mülkiyetin davalı idarece parselasyon işlemi ile ferdileştirildiği anlaşılmaktardır.

Bu nedenle mevzuata uygun olmayan parselasyon işleminin iptali gerektiğinden aksi yöndeki temyize konu … İdare Mahkemesinin 8.11.1988/günlü, E:1986/1328, K:1988/1091 sayılı kararında isabet bulunmadığından kararın bu bölümünün BOZULMASINA, 2577 sayılı Yasa`nın 49/2 maddesi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek aynı gerekçelerle parselasyon işleminin iptaline; kararın tapudaki şerhin iptali istemine yönelik bölümünün görevden reddine ilişkin kısmında ise 2577 sayılı Yasa`nın 49/1 maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan mahkeme kararının bu bölümünün ONANMASINA, karar kısmen bozma, iptal; kısmen onama çıktığında davacı tarafından yapılan yargılama gideri 148.100. liranın yarısı olan 74.500.-lira ile avukatlık ücretinin yarısı olan 2.250.-liranın davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, diğer yarısının davacı üzerinde bırakılmasına, fazla yatırılan 4.500.- lira harcın istemde bulunana iadesine, 11.10.1989/gününde oybirliğiyle karar verildi.