İmar planında öngörülen 10 m. genişlikteki yolun ilçenin bir köye bağlantısını sağlayan ve 13 km. kadar kısaltan bir yol olduğu göz önünde bulundurulmaksızın bilirkişi raporuna dayanılarak sadece taşınmazın yapılaşma alanının genişletilmesi amacıyla anılan imar planın mahkemece iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği
Dava, taşınmazın bir kısmının yol olarak belirlenmesine ilişkin imar planı değişikliği işleminin iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak dava konusu işlemin davacı parseli ile ilgili kısmı iptal edilmiş, karar davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz dosyasının incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın daha önce imar sınırı dışında iken 25.10.1985/gününde onanan imar planı ile imar alanına alındığı, anılan imar planı ile taşınmazın ortasından geçen 10 metrelik imar yolu ile doğu kenarından Taşlık Köyüne giden 10 metre genişliğinde imar yollarının öngörüldüğü, ortadan geçen imar yolunun kuzeyinden 4 katlı, güneyinin ise 5 katlı iskan alanına alındığı, planla tasarlanan söz konusu imar yollarının iptali dileğiyle bu davanın açıldığı, İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak mahkemenin kararı ile işlemin iptal edildiği, davalı idarenin anılan kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay Altıncı Dairesince verilen 1988/314 sayılı kararı ile “Mahkeme kararına dayanak oluşturan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazdan geçirilen imar yollarının tamamen kaldırılması önerilmediği gibi, 10 metre genişliğinde yolların açılmasında karşılaşılacağı belirtilen topoğrafik imkansızlıkların neler olduğu da açıklanmamıştır. Bunun yanı sıra, taşınmazın ortasından geçen 10 metrelik imar yolunun kuzey ve güneyinde 4 ve 5 katlı yapı adaları oluşturulması öngörüldüğüne göre söz konusu yapı adalarına 6 metrelik veya yolları ile hizmet götürülüp götürülemeyeceği hususunun da bilirkişi raporunda tartışma dışı bırakıldığı görülmektedir.
Diğer taraftan, dava konusu imar planının İller Bankası uzmanları tarafından hazırlandığının anlaşılması karşısında, bilirkişice yapılacak incelemenin planın hazırlık çalışmalarına ilişkin raporlar da dikkate alınarak sonuçlandırılması gerektiği açıktır.
Bu itibarla, içeriği yukarıda belirtilen eksik inceleme ürünü bilirkişi raporuna dayanılarak işlemin iptaline karar verilmesinde usul ve yasaya uyarlık görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulduğu, Dairemizin bozma kararı üzerine aynı bilirkişiden ek rapor alındığı ve alınan ek rapora dayanılarak dava konusu işlemin yeniden iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda değinildiği gibi, davacının istemini taşınmazın içinden geçirilen imar yollarının tümüyle kaldırılması oluşturmakta bilirkişice verilen rapor ve ek raporda ise bu yolların kaldırılması önerilmediği gibi aksine muhafazasının uygun görüldüğü vurgulanmakta olup, bilirkişinin yegane önerisinin sözü edilen imar yollarının genişliğinin azaltılması olduğu, dosyadaki bilirkişi raporlarından açıkça anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan imar planını hazırlayan İller Bankasının plan hazırlık çalışmalarının da incelenmesi gereği Dairemiz bozma kararında belirtilmesine rağmen Mahkemece bu hususa hiç değinilmemiş olması nedeniyle ara kararımız ile getirilen plan hazırlık raporu ile öteki belgelerin incelenmesinden, taşınmazın doğusundan geçen kuzey-güney istikametindeki 10 m.lik imar yolunun ilçeyi Taşlık köyüne 1 km.lik mesafede bağladığı ve bu haliyle 13 km.lik mevcut bağlantıyı kısalttığının anlaşılması karşısında, bu denli önemli bir kamu hizmetini sağlayan yolun daraltılmasının önerilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu itibarla, sadece taşınmazın yapılaşma alanının genişletilmesine yönelik öneriler içeren eksik inceleme ürünü bilirkişi raporuna dayanılarak işlemin iptalinde usul ve yasaya uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle Trabzon İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.