İdare mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda plan değişikliği konusu oto terminal açısından incelenmiş ancak çevrenin ihtiyacı ve somut veriler dikkate alınarak bu konuda yeterli açıklama yapılmadığı gibi belediye hizmet alanı ve yollarla ilgili görüş belirtilmediğinden, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinde isabet görülmediği
Dava, davacının paydaşı olduğu, taşınmazla ilgili imar planı değişikliği isteminin reddi hakkındaki belediye meclisi kararının iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının incelenmesinden oto terminal ve belediye hizmet alanının davaya konu olan parselin kuzeyinde yer aldığının görüldüğü, zayiatın asıl büyük bölümünün ise bu iki kullanıştan kaynaklandığının ortaya çıktığı, her iki kullanışın da fonksiyonel yapıları itibariyle yoğun araç trafiği yaratan ve depolayan türde olduğu, oysa imar planına göre söz konusu kullanışların etrafı yoğun konut alanları ve çarşı alanı ile çevrili olduğu, mekansal planlamada temel ilkelerden birinin de birbirlerini rahatsız eden arazi kullanım türlerini ayrı yerlerde konumlandırma olduğu, bu açıdan oto terminal ve Belediye hizmet alanının yerinin uygun olmadığı, özellikle turistik amaçlı dinlenme ve sayfiye bölgelerinde gürültü ve kirliklik gibi ciddi sorunlarında doğabileceği, öte yandan yine 1/1000 ölçekli imar planı incelendiğinde terminalin çalışabileceği cephesinin üç trafik yolunun kesiştiği bir kavşak alanına baktığı, bunun da trafik emniyeti açısından büyük sakıncalar yarattığı, kaldıki oto terminal alanı olarak ayrılan yerin etrafındaki turistik tesis ve ikinci konut alanları dikkate alındığında gereken standardın çok altında kaldığı, diğer bir önemli konunun ise bu tür ortak kullanım alanlarının yer seçiminde bütünüyle tek bir mülkiyeti kullanmanın yaratacağı adaletsiz planlama tavrı olduğu, oysa planlamada bir temel ilkenin de benzer ortak kullanım alanlarını öncelikle kamu mülkiyetleri üzerinde düşünmek, eğer bu mümkün değilse söz konusu ortak yararlı alanları birinci derecede kullanacak bütün mülkiyetlere eşit oranda dağıtmak olduğu, sonuç olarak Özdere imar planının dava konusu parselle ilgili bölümünün hatalı yer seçimi yapılmış olması ve toplam zayiatı sadece ilgili mülkiyete yüklemesi nedeniyle şehircilik esaslarına, planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı belirtildiğinden anılan rapor doğrultusunda dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İmar planı, insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amacıyla hazırlanır.
İmar planlarının yargısal denetiminde de bütün bu hususlara uyulup uyulmadığının taşınmazın yer, büyüklük, konum ve işlevi açısından imar planında ayrıldığı amaca şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Yürürlükte olan imar planında uyuşmazlığa konu taşınmazın büyük bölümünün ototerminal, belediye hizmet alanı ve yol olarak ayrıldığı anlaşılmaktadır. İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda ise konu, oto terminal açısından incelenmiş, ancak çevrenin ihtiyacı ve somut veriler dikkate alınarak bu konuda yeterli açıklama yapılamadığı gibi belediye hizmet alanı ve yollarla ilgili görüş belirtilmemiştir. Bu durum karşısında İdare Mahkemesince, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle bilirkişi raporundaki eksiklikleri giderilebilmesi için aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu İzmir 2.İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.