1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1989/641 K: 1990/2207 T: 20/11/1990


Parselasyon yapılan alanda belediyenin özel mülkü varsa bu taşınmazlar dan da düzenleme ortaklık payı alınması gerektiği, %35’in altında pay alınması halinde belediyelerin bu oranı %35’e tamamlayarak aradaki farkı kendi adlarına tapuda tescil ettiremeyecekleri

Dava, taşınmazları içeren ıslah imar planına dayanan düzenleme işleminin davacıya ait parsellere ilişkin bölümün anılan taşınmazlardan düzenleme ortaklık payı adı altında alınan yerlerin düzenleme sonucu davalı idare adına tapuya tescil edilmesinin mevzuata aykırı olduğu öne sürülerek işlemin iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince 2981 sayılı Yasanın 10.maddesinin c bendi ile 3290 sayılı Yasayla değişik 18. maddesinin c bendi hükümleri açıklandıktan sonra dava ve işlem dosyasının incelenmesinden davacının 221 ada, 17 parsel sayılı taşınmazından %35 DOP alındıktan sonra 494 nolu imar adasında 12 ve 13 sayılı parsellerin tamamının davacı adına, 11 ve 14 sayılı parsellerin davalı idare adına, yine davacının 221 ada, 18 parsel sayılı taşınmazından %35 DOP alındıktan sonra 498 sayılı imar adasında 1,8,10 ve 14 sayılı parsellerin tamamının davacı adına, 7,9,11,12 ve 13 sayılı parsellerin davalı idare adına, 495 ada, 2 sayılı parselde de %35 DOP karşılığı olarak aynı idareye 301/317 pay verildiği ve tapuya tescil edildiğinin anlaşıldığı, ıslah imar planı düzenlemelerinde belediyelerce alınacak DOP nun 3194 sayılı Yasanın 18.maddesine göre düzenlemeye tabi tutulacak yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil alan, cami, karakol gibi umumi hizmetleri karşılamak amacıyla kullanılabileceği, olayda ise davalı idare adına tapuya tescil edildiği gerekçesiyle yasaya aykırı işlemin davacıyla ilgili bölümünün iptaline karar verilmiş, davalı idarece karar temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun Arazi ve Arsa düzenlemesi başlıklı 18.madde sinde “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın birbirleriyle birleştirmeye bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve resen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir” kuralına yer verilmiştir.

Anılan yasa kuralının ikinci fıkrasında; düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar sahanın düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında düzenleme ortaklık payı olarak düşünülebileceği ancak bu payın düzenlemeden önceki arazi ve arsaların %35’ini geçmeyeceği, üçüncü fıkrasında: düzenleme ortaklık paylarının düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, cami ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarda kullanılamayacağı belirtilmiştir.

Belirtilen yasa kuralları karşısında düzenleme alanında belediyenin özel mülkü olan taşınmazların bulunması halinde bu taşınmazlardan da düzenlemeye giren diğer arazi ve arsalarla eşit oranda düzenleme ortaklık payı alınması gerekeceği, bu oranın en fazla %35 olabileceği, %35 in altında düzenleme ortaklık payının yeterli olması halinde belediyelerin bu oranı %35’e tamamlayarak aradaki farkı kendi adlarına tapuda tescil ettiremeyecekleri açıktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacıya ait 221 ada, 17 ve 18 sayılı parselleri de içeren düzenleme sonucu 494 ada, 11,14,495 ada, 2,3,4 498 ada, 7,9,11 ve 13 sayılı parsellerin belediye adına tapuya tescil edildiği, temyiz dilekçesinde ise kamu hizmetleriyle okul, meydan, park, yeşil alan v.b. yerlerin belediyeye ait taşınmazlardan ayrıldığı, davacının taşınmazından ayrılmadığı, bunun karşılığında %35 düzenleme ortaklık payı alındığı, 3194 sayılı Yasanın 18.maddesine dayanan düzenlemelerde düzenleme ortaklık payı hesabından belediyeler lehine pay ayrılmasının mümkün olmadığı, 2981 sayılı Yasaya dayanan düzenlemelerde ise %35’i buluncaya kadar belediye lehine ortaklık payı ayrılabildiği hususlarının öne sürüldüğü anlaşıldığından idare mahkemesince temyiz dilekçesinde belirtilen hususlar bakımından inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.