Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerin incelenmesinden 1968 onay tarihi Ankara bölge kat nizamı ile nazım, uygulama imar planlarında ve davacı parselindeki yapıya ilave 4 kat ilavesi isteminin reddi işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığı
Dava, taşınmaza ilave 4 kat verilmesi isteminin reddine ilişkin işlemle bu işleme dayanak olan 1968 onaylı Bölge Kat Rejimi Planı ile yürür lükteki nazım ve uygulama imar planlarının bu parselle ilgili kısmının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesinde mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda raporda, Ankara kentinde 1932 yılında başlayan planlı dönemde 1969 yılında, Bölge Kat Nizamı planlarının yürürlüğe girdiği, 1968 yılından itibaren göreve başlayan Ankara Metropoliten Alanı Nazım Planı Bürosunda bazı temel plan kararları üretildiği, bu kararlar içerisinde konuyu yakından ilgilendiren plan kararının onaylı imar planları ile getirilen koşullar dışında düzenli konut alanlarında tek parselde ve birleştirilmiş parsellerde inşaat alanı ve inşaat alanını yükseltici kat adedi arttırması, yapı ve nüfus yoğunlaşmasına ilişkin plan değişikliği yapılamaz ilkesi olduğu, İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Dair Esaslar Yönetmeliğinin 22.maddesinde inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırılabilmesi için artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarının arttırılması ve maddedeki formüle göre bina cepheleri arasındaki asgari uzaklığın sağlanmasının gerekeceği, Ankara kentinin ortak kentsel alanlarının standartlar açısından çok düşük bir çevre oluşturduğu, mevcut fiziksel alt yapının yeni ve toptan bir yoğunluk artışını karşılayamayacağı bir düzeyde olduğu, davacının arsasının rantabl bir biçimde değerlendirilmesi gerektiği yolundaki iddiasına katılmanın mümkün olmadığı zira kent planlarının kamunun çıkarlarını özel çıkarların üstünde tutan bir felsefe ile hazırlanması zorunluluğu nedeniyle bazen özel çıkarların zararına oluşabildiği, estetik yönden ise; estetik kavramının göreceli bir kavram olması sonucu ilgili yönetmeliğin 42.maddesinde sözü edilen “büyük estetik mahsur”un olayda mevcut olmadığı sonucuna varıldığı, 2 sayılı parselin yer aldığı Alabaş Sokaktaki yol boyunca Bölge Kat Nizamına uygun olarak oluşan 4 katlı yapılaşmanın davacının yapısı yönünden değiştriilmesinde; çevredeki 6-7 katlı binaların ve Belediyenin 11 katlı konuk evine rağmen kamu yararı bulunmadığı belirtildiğinden davacıya 4 kat daha inşaat izni verilmemesi işleminde ve bu işlemin dayanağı olan 1968 onaylı Bölge Kat Nizamı ile nazım ve imar uygulama planında şehir cilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin istemi ile açılan davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme mahkeme kararının onanmasına karar verildi.