1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1989/901 K: 1990/477 T: 28.3.1990


3194 sayılı imar kanununun 18. Maddesinin uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 11. maddesine göre evvelce ifraz edilmiş bulunan parsellerin parselasyon işlemine tabi tutulması halinde düzenlenme ortaklık payının ancak % 35`e tamamlanması mümkün olduğundan, evvelce ifraz edilen ve bu nedenle % 14 oranında pay alınan davacılara ait parselden, düzenleme sahasına dahil parsellerden % 23 oranında düzenleme ortaklık payı alındığı göz önünde bulundurularak ancak % 23`e tamamlanacak şekilde düzenleme ortaklık payı alınabileceği hakkında

İstemin Özeti: … ilçesi, … mahallesinde davacılara ait parselleri içine alan 128 ada için yapılan parselasyon planının iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin Aydın İdare Mahkemesinin 30.12.1988/günlü, E:1987/141 K:1988/820 sayılı kararının, düzenlemenin 3194 sayılı imar yasasının amacına uygun olarak yapılmadığı, daha önce yapılan ve belediye tarafından da onaylanan ifraz işlemi ile % 14 oranında yol için bedelsiz terk yapıldığı yeni bir düzenleme yapılmasına gerek olmadığı ve düzenleme ortaklık payı alınırken yasada öngörülen % 35`lik sınırın aşıldığı öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresince olduğu görülerek işin gereği düşünüldü:

Dava, … ilçesi … mahallesinde davacılara ait 386, 388, 389 ve 390 sayılı kadastro parsellerini de içine alan 128 ada için yapılan parselasyon planının kendi taşınmazları ile ilgili bölümünün iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, uyuşmazlık konusu parselasyon planının davacıların taşınmazlarına ilişkin bölümünün şehircilik ilkelerine, belde ihtiyaçlarına ve imar mevzuatına uygun olduğu yolunda görüş belirtildiği, bu raporla dava dosyası ve işlem dosyasındaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden dava konusu düzenlemede 3194 sayılı imar yasasının 18. maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden davacılara murislerinden intikal eden 3120 mı lik taşınmazın aralarındaki anlaşma ile ifraz edilerek imara uygun bağımsız parseller haline getirildiği, bu anlaşma ve ifrazın 4.12.1984/günlü encümen kararı ile uygun bulunarak bağımsız parsellerin tapuya tescil edildiği, bu ifraz sırasında taşınmazın yaklaşık % 14 ünü oluşturan 449 mı lik bölümünün belediyeye yol için terkedildiği, daha sonra aynı parselleri de içine alan düzenleme yapılarak bu defa aynı bölgede yer alan diğer taşınmazlarda birlikte % 23 oranında düzenleme ortaklık payı alındığı anlaşılmaktadır.

Davacıların ifraz sonucu imara uygun parselleri oluştuğu, değer artışının bu arada meydana geldiği, düzenlemenin herhangi bir artış sağlamadığı, bu nedenle düzenleme ortaklık payı alınmaması gerektiği yolundaki iddialarının, 3194 sayılı yasanın 18. maddesindeki açıklık karşısında hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Ancak İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılacak arazi ve arsa düzenlemesi ile ilgili esasları düzenleyen yönetmeliğin 11. maddesinde taşınmaz sahiplerinin istekleri üzerine, yürürlükten kalkan imar yasasının 39. maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden, düzenlemeye alınanların ilk parselin ifrazında alınan terk oranını % 35`e tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.

İmar Yasası ve yönetmelikte düzenleme ortaklık payının en fazla % 35 oranında alınabileceği belirtilmiş olup, davacının belediye başkanlığına verdiği 25.10.1989/günlü dilekçeye belediye başkanının imzası ile konulan şerhte bu bölgede % 23 oranında ortaklık payı alındığı ifade edildiğinden, yukarıda yazılı yönetmelik hükmü uyarınca davacılardan alınan ortaklık payının da bu oranda olacağı açıktır.

Bu durumda davacıların daha önce bedelsiz olarak taşınmazlarının % 14 oranındaki bölümünü yola terk etmeleri nedeniyle dava konusu parselasyon sırasında bu oranın % 23`e tamamlanması gerektiği halde, yeniden bu oranda pay alınmasında yönetmelik hükmüne uyarlık bulunmadığından, dava konusu parselasyon planının davacıların parseline ilişkin bölümünün iptali gerekirken davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu Aydın İdare Mahkemesinin 30.12.1988/günlü, E:1987/141 K:1988/820 sayılı kararının BOZULMASINA, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yetkili görüldüğünden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. bendi uyarınca işin esasının incelenmesine geçilerek yukarıda belirtilen nedenlerle dava konusu işlemin iptaline 28.3.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.