Danıştay 6. Dairesi E: 1990/1027 K: 1991/2859 T: 27.11.1991

Uzun mesafeli ve kısa mesafeli mutlak koruma alanında kalan yapının yıktırılmasında hukuka aykırılık yoktur.

İstemin Özeti: İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 16.2.1990 günlü, E: 1988/239 K:1990/271 sayılı kararının, tesisin … Barajı su toplama havzası uzun mesafeli koruma alanında; koruma altına alınan derenin mutlak koruma alanında bulunduğu kirletici özelliği nedeniyle zararlı tesis olduğu, 1593 sayılı Yasanın 237 ve 238. maddelerine göre taşınmazda inşaat yapılamayacağı öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Savcı Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk Milleti Adına karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava, … ilçesi, Paşaköy, Nişantepe mevkiinde bulunan 4 pafta, 490 parsel sayılı yerde yapılan binanın, 2560 sayılı Yasanın 3009 sayılı Yasayla değişik 20. maddesi uyarınca yayınlanan yönetmelik kurallarına göre … Barajı koruma alanı içinde kaldığının tespit edildiği, aynı yasa kuralında belirtilen zararlı yapılardan olduğu nedeniyle 30 gün içinde yıkılması, bu süre içinde yıkılmaması halinde davalı idarece yıkılacağına ilişkin 5.4.1988/günlü, 13654 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda taşınmazın … Barajı su toplama havzası içinde ve uzun mesafeli koruma alanında; koruma altına alınması gereken kuru dereye göre ise kısa mesafeli koruma alanında kaldığı, keşif günü tespit edilen özelliği ve kullanım şekli itibariyle yapının çevreye ve anılan dere ve su kaynaklarına herhangi bir zararla, atığının bulunmadığı hususlarının belirtildiği, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin bilirkişi raporlarıyla birlikte incelenmesinden sözü edilen yapının 2560 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde belirtilen zararlı yapılardan olmadığının açık bulunduğu gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş, karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

2560 sayılı Yasanın 3009 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrası uyarınca düzenlenen İçme ve Kullanma Suyu Temin Edilen ve Edilecek Olan Yüzeysel Su Kaynaklarının Kirlenmeye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik`in “Koruma Alanlarında Alınacak Önlemler” başlığını taşıyan 4/A maddesinin 8. bendinde mutlak koruma alanı içinde turistik tesis, iskan konut, endüstri, depolama ve benzeri kullanımlar amacıyla hiçbir türlü yapı yapılmasına izin verilmesine yönelik olumlu görüş verilemeyeceği; 4/B maddesinin ikinci bendinde ise, kısa mesafeli koruma alanında da 4/A maddesinin 8. bendinde yer alan kuralın geçerli olduğu belirtilmiştir.

Bu durum karşısında, … Barajı su toplama havzası içinde ve uzun mesafeli koruma alanında, koruma altına alınan derenin ise kısa mesafeli koruma alanında kalan ve bu nedenle üzerinde yukarıda belirtilen yönetmelik kurallarına göre hiç bir yapı yapılması mümkün olmayan taşınmazda inşa edilen yapının 2560 sayılı Yasanın 3009 sayılı Yasayla değişik 20. maddesi uyarınca yıkılması yolunda tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından İdare Mahkemesince işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 16.2.1990 günlü, E:1988/239, K:1990/271 sayılı kararının BOZULMASINA dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 27.11.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.