1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1990/1518 K: 1991/2851 T: 26.11.1991


İdare mahkemesince dava konusu imar planlarında kamu hizmetlerine ayrılan alanların bütünlüğü dikkate alınmalıdır.

İstemin Özeti: İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 27.3.1990 günlü, E:1987/587, K:1990/297 sayılı kararının; uyuşmazlığa konu yerin ağaçlandırma, yol ve yeşil alanda kalmasının kamu yararı bakımından gerekli görüldüğü, kamu yararı gözardı edilerek verilen kararda isabet bulunmadığı öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savcı Düşüncesi: İstanbul, Kartal, Dalayoba 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 5 pafta, 114 parsele ilişkin kısmını ve 87/1935-7492 sayılı davalı işlemini iptal eden İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 27.3.1990 günlü, E:1987/587, K:1990/297 sayılı kararı davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiş ise de; temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk Milleti Adına karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü.

Dava, Kartal Dolayoba 1/5000 ölçekli nazım imar Planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 5 pafta, 114 parsele ilişkin bölümünün ve bu planlara yapılan itirazın reddine ilişkin Eylül 1987/günlü, 87/1935-7492 sayılı davalı idare işleminin iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ve ek raporlarda, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların uyum içinde oldukları, şehircilik esasları ile planlama ilkelerine de uygun olarak yapıldıkları ancak uygulanabilir plan yapmanın önemli ilkelerinden birinin de kamu hizmetleri için ayrılacak alanların o yöredeki mal sahiplerinden dengeli bir biçimde alınması ve adaletsizlikler doğmamasına özen gösterilmesi olduğu, bu planda söz konusu özenin gösterilmediği ve davacının 19.200 mı.`lik parselinin tümünün kamu hizmetlerine ayrıldığı, bu nedenle davacı taşınmazının bulunduğu parsel de dahil olmak üzere planın yeniden ele alınarak revizyonunun yapılması ve davacıya belirli bir miktar yapılanma hakkı tanınması gerektiği, bu açıdan planın davacı taşınmazı ile ilgili kısmının planlamada adalet ilkesine aykırı olduğu belirtildiğinden, anılan rapor doğrultusunda iptaline karar verilmiş bu karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 3622 sayılı Kanunla değişik 46. maddesinin 2. fıkrasında Danıştay Dava Daireleri ile İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay`da temyiz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.

Mahkemece gönderilen dosyanın incelenmesinden İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 26.11.1991 günlü, E:1987/587. K:1990/297 sayılı kararının davalı Kartal Belediye Başkanlığına 30.5.1990 gününde tebliğ edildiği … Belediye Başkanlığı bu kararın temyizen incelenmesi için Danıştay`a gönderilmek üzere dilekçesini 29.8.1990 gününde İstanbul 5. İdare Mahkemesi kalemine kaydettirdiği anlaşıldığından, anılan Yasa maddesiyle belirlenen otuz günlük süre geçirildikten sonra yapılan istemin 2577 sayılı Yasanın 3622 sayılı Yasa ile değişik 15. maddesinin 1. fıkrasında (b) bendi uyarınca süre aşımı nedeniyle incelenmeksizin reddine, oyçokluğuyla;

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı`nın temyiz isteminin incelenmesine gelince;

İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ve ek raporlarda, davacıya ait parselin tahsis amacı bakımından 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlardaki durumunun aynı olduğu, birbiriyle tutarlı bir karar ve kullanım tahsisi bulunduğu, her iki planın da şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olduğu belirtilmiş, ancak davacının taşınmazının tamamının, kamu yararına ayrılmasının planlamada adalet ilkesine aykırı olduğu kanısına varıldığı belirtilerek plan revizyonu yapılıp davacıya belirli bir miktar yapılaşma hakkı tanınması önerilmiştir.

İmar planı, insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amacıyla hazırlanır.

İmar planlarının yargısal denetiminde de bütün bu hususlara uyulup uyulmadığının taşınmazın yer, büyüklük, konum ve işlevi açısından imar planında ayrıldığı amaca şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.

Olayda da, davacının taşınmazının tamamının 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarında ağaçlandırılacak alan, yol ve spor alanı olarak kamu hizmetlerine ayrılmasında şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı bilirkişi raporlarıyla belirlenmiş olup, söz konusu raporlarda kamu hizmetlerine ayrılan bu alanların fazla olduğu yolunda bir açıklama da yer almamıştır. Bu durum karşısında İdare Mahkemesince dava konusu planlarda kamu hizmetlerine ayrılan bu alanların bütünlüğü dikkate alınmaksızın davacının taşınmazının tamamının kamu hizmetlerine ayrılmasının adalet ilkesine aykırı olduğundan bahisle plan revziyonu yapılıp davacıya belirli bir miktar yapılaşma hakkı tanınması gerektiği yolundaki bilirkişi görüşü doğrultusunda kamu yararı gözetilmeksizin verilen kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyize konu İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 27.3.1990 günlü, E:1987/587, K:1990/291 sayılı kararının BOZULMASINA dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 26.11.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARŞI OY Yasal düzenlemelerde aksine hüküm olmadıkça kural olarak usul hükümleri yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren uygulanırlar ve bu durum tarafları ve yargı organlarını bağlar.

Bu nedenle de davalı … Belediye Başkanlığının temyiz isteminin incelendiği sırada yürürlükte bulunan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 3622 sayılı yasayla değişik 48. maddesinin 6. fıkrasının temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde kararı veren Mahkemenin, temyiz isteminin reddine karar vereceği hükmü karşısında, Dairemizce temyiz isteminin süreden reddine karar verilemeyeceği oyuyla kararın bu bölümüne karşıyım.