Danıştay 6. Dairesi E: 1990/1620 K: 1991/1116 T: 14/05/1991

Yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda antalya-kaş turizm merkezinin tespitine ilişkin işlemde gerekli araştırma ve analizlere yer verilmediğinden yönetmeliklere, planlama ve şehircilik ilkeleri ile kamu yararına uyarlık bulunmadığı belirtildiğinden bakanlar kurulunun 18.1.1990 günlü, 90/70 sayılı kararının bu yöre ile ilgili bölümünün iptali

Dava, 5.3.1990 günlü, 20452 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 18.1.1990 günlü, 90/70 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli listenin 6.sırasında yer alan Antalya Kaş Turizm Merkezi tespitine ilişkin kısmının davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali dileğiyle açılmıştır.

2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 4.maddesinde Turizm bölgeleri, turizm alanları ve turizm merkezlerinin tespitinde; ülkenin doğal, tarihi arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri, kış, av ve su sporları ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate alınacağı hükme bağlanmış, anılan yasaya ilişkin olarak çıkarılan Turizm Bölgeleri, Turizm Alanları ve Turizm Merkezlerinin Belirlenmesi için Çalışma Grupları Oluşturulması, Görev ve Yetkileri ile Çalışma Şekline ilişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde ise yasa maddesinde öngörülen ölçütler göz önüne alınarak Turizm Bölgeleri, turizm alanları ve turizm merkezlerinin mevkii ve sınırlarını belirlemek amacıyla Turizm Bakanlığı içinde bir komisyon oluşturulacağı kuralı yer almıştır.

Olayda, dava konusu Kaş Turizm Merkezi tespiti işleminin yukarıda değinilen mevzuat kurallarında öngörülen turizm merkezi tespiti ölçütlerin den hangilerine dayanılarak oluşturulduğu ve şehircilik ve planlama esasları ile kamu yararına uyarlık bulunmadığının tespiti amacıyla Dairemizce verilen karar uyarınca bilirkişi kurulu vasıtasıyla mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle 1980’li yıllara kadar turizm planlaması, sektörün eylem alanlarına yönelmiş ve doğrudan turizm yatırımlarının (konaklama, kamping, dinlence, kaplıca, kaynak merkezi gibi yoğunlaştığı sektörel planlar olarak ele alınmıştır. Ancak özellikle son yıllarda, kapsamlı planlama ile ele alınması gereken çok işlevli alanların Turizm Merkezleri ilan edilerek turizm sektörünün denetimine bırakıldığı görülmektedir.

Her ne kadar davalı kurumların iddialarında Turizm Merkezi alanının bir sınır belirleme olayı olduğu iddia ediliyorsa da, 2634 sayılı Yasa hükümlerine göre bu aslında bir plan kararına dönüşmektedir. Çünkü; 7. maddeye göre bu sınırlar içinde Nazım Planlar Bayındırlık ve İskan, Uygulama planları Turizm Bakanlığının yetkisine bırakılmaktadır.

8.maddeye göre Hazine, Orman, Kamu ve bütün gerçek ve tüzel kişilere ait araziler Turizm Bakanlığına tahsis edilebilmektedir.

Bu durumda çok sektörlü alanlarda, yani kentlerde, denetim turizm sektörüne bırakılmaktadır. 1920’lerden başlayarak günümüzde de kentsel alanlarda büyüme, biçim, arazi kullanımları ile ulaşım sistemini kontrol eden temel yaklaşım kapsamlı (İmar Planlama) planlamadır. Bu tür planlamada üç temel evre bulunmaktadır. Araştırma, Analiz, Plan Araştırma ve Analiz, kapsamlı ya da Sektörel Planlamanın en önemli evreleridir. Ancak daha önce de belirtildiği gibi Turizm Merkezi, yalnızca bir sınır saptama olayı değildir ve planlama sürecini doğrudan etkileyen bir karardır. Buna karşılık Turizm Merkezlerinin belirlenmesinde bu evrelerin yerine getirildiğine dair bir çalışma, dava dosyalarında yer almamaktadır. Yasanın 3.maddesi ile 37.maddesinin A fıkrasına göre çıkartılan Yönetmelik’te Bakanlıkiçi ve Bakanlıklararası Komisyon çalışmalarından söz edilmekte ancak Özel Turizm Merkezleri için nasıl Araştırma ve Analizleri yapılarak belirlemenin yapıldığı bilinmemektedir. Ayrıca bu belirlemeler toplantılar yolu ile değil 1970’li yıllarda yapıldığı gibi kapsamlı araştırmaların ürünleri olmalıdır.

1970-1980/dönemindeki planlama çalışmalarında turizm sektörünün faaliyet alanlarının dışına taşılmamış, diğer plan kararları ile çelişmeler yaratılmamıştır. Nitekim 1982/yılında çıkarılan Turizmi Teşvik Yasasındaki tanımlar da bu yöndedir ve Yerel Yönetimlerin denetimi dışındaki alanlara yönelmektedir. Ancak daha sonraki yıllarda, bu dava konusunda da olduğu gibi belediyelerin denetimi altında bulunan farklı sektörlerin faaliyet gösterdiği alanların Turizm Merkezi olarak ilan edildiği görülmektedir. Gene belirtmek gerekir ki bu yalnızca bir sınır olayı olarak algılanamaz çünkü mevcut imar planı kararlarını değiştirici bir nitelik göstermektedir.

Bu yaklaşım Yerel Yönetim ve Merkezi Yönetim arasında gerilimler doğurmuş ve hem planlama ilkeleri hem de kamu yararı açısından aykırılıklar yaratmıştır.

Özel Değerlendirme;

Bu bölümde yukarıda yapılan genel değerlendirmelerin ışığında Kalkan ve Kaş Turizm Merkezlerine ilişkin ortak bir değerlendirme yapılacaktır.

1982/yılında D.P.T tarafından sonuçlandırılan Türkiye’de Yerleşme Merkezlerinin Kademelenmesi çalışmasına göre Kaş 3.Kalkan ise 2.kademe merkezlerdir. Bu tür merkezlerin temel işlevleri haftalık pazar yeri, çevreye hizmet sunan ticari birimler, eğitim-sağlık hizmetleri ve ulaşımın odaklandığı yerler olarak özetlenmektedir.

1985/sayımına göre ilçe merkezi 4002 kişi olan Kaş 56683 nüfusluk 58 köyden oluşan bir hinterlanda yukarda sayılan hizmetleri sunmaktadır. Kaş ilçesinde bucak merkezi olan 1252 nüfuslu Kalkan ise 18973 kişiden oluşan 16 köyün Merkezi Yeri durumundadır. Her iki yerleşme de ülkede turizm olgusu gelişmeden de Merkezi Yerler olarak varlıklarını sürdürmüşler, kendi belediye örgütlerini kurmuşlardır.

Turizm bir yeni sektör olarak her iki yerleşmenin de ekonomik yaşamına 1970’lerden sonra girmiştir. Ancak mevsimlik olarak çalışan bu sektöre karşılık Kaş ve Kalkan kendi temel yapılarını yani Merkezi Yer işlevlerini yıl boyu sürdürmektedirler. Şehir ve bölgesel yerleşme ilkeleri açısından bu yerleşmeleri Turizm sektörünün hakimiyetine sokan Turizm Merkezi kararı Bilirkişi Kurulumuzca doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir. Çünkü burada yerilecek kararlarda genel değerlendirme bölümünde tartışıldığı gibi, Turizm Bakanlığı yetkilendirilmekte, 24.11.1989/gün 25582 sayılı genelge ve 3294 sayılı Yasa’nın 7.maddesi gereği Bayındırlık ve İskan Bakanlığı parsel bazına kadar inen plan kararı alma yetkisini kullanabilmektedir. 3194 sayılı Yasa’nın özüne aykırı bulunan bu davranış sonucunda Yerleşmenin kendine ait hiçbir karar yetkisi kalmamaktadır.

Diğer taraftan Turizm Merkezi kararı iki yerleşmede de belediye sınırlarının içini kapsamaktadır. Gerek Turizm Bakanlığı gerek Başbakanlık bu kararın bir sınır geçirme olayı olduğunu savlamakta mevcut imar planlarının yürürlükte olduğunu söylemektedirler. Ancak burada yetkili olan Merkezi Yönetimdir. Merkezi Yönetim her türlü kararı değiştirme, yeni planlar yapma, Turizmi Teşvik Yasasının 8.maddesinin 3.fıkrasına göre gerçek ve tüzel kişilere ait arazileri kamulaştırmaya, yoğunlukları değiştirmeye yetkilidir.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanan 1/25000 ölçekli Kaş-Finike-Kumluca planında, Kaş ve Kalkan, Kapsamlı Planlama anlayışı içinde ele alınmışlar, ayrıca her iki yerleşmenin 1/1000 ölçekli uygulama planları ile de uyum sağlanarak çeşitli kullanmalara ayrılan yerler belirlenmiştir. Buna karşılık Turizm Merkezi belirlenmesi;

1- Tek sektöre yönelik bir karar getirmekte,

2- Gerekçeler, araştırma ve analizlere dayandırılmadığı için, yalnızca önemli kıyı yerleşmesi imajına bağlanmakta,

3- Alınan karar tek bir lejant maddesine, yani Turizm Merkezi sınırına indirgenmektedir.

Çok işlevli kentlerin bir sektöre ait sınırlar içine sokulması ne derece mantıklı bir davranıştır sorgulamak gerekmektedir. Eğer Turizm Merkezi sınırları içinde yalnızca turizm sektörünün iç işleyişine yönelik ölçütler geçerli olsa bu geçerli bir yaklaşım olabilir. Ancak bu sınırlar içinde iddialara karşın, bütün işlevlerin ve kararların, sektörü yönlendiren kuruluş Turizm Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığına verilmesi sonucu ortaya çıkmaktadır ki planlama ve şehircilik ilkeleri ile yörede yaşayanların yararı açısından bu yanlış bir yaklaşımdır.” denilmekte ve sonuç olarak işlemde gerekli araştırma ve analizlere yer vermediğinden yönetmeliklere, planlama ve şehircilik ile kamu yararına uyarlık bulunmadığı belirtilmektedir.

Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora davalılardan Turizm Bakanlığınca itiraz edilmişse de itiraz dilekçesinde öne sürülen iddialar ise yeterli ve ayrıntılı bir araştırmanın ürünü olan bilirkişi raporu karşısında, soyut ifadelerden öteye gitmemektedir.

Açıklanan nedenlerle 18.1.1990 günlü, 90/70 sayılı Bakanlar Kurulu kararının mevzuata aykırı tesis edilmiş Antalya Kaş Turizm Merkezi Tespitine ilişkin kısmının iptaline karar verildi.