1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1990/1676 K: 1991/3189 T: 23/12/1991


Parselasyon işlemine tabi tutulan davacı taşınmazının düzenlenmeden önce tümden kamu hizmet ve tesislerine ayrıldığı ve bu haliyle kamulaştırılması gerektiği göz önünde bulundurularak davacıya müstakilen beş imar parseli verilmesinde isabetsizlik görülmediği nedeniyle işlemin mahkemece iptaline karar verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı

Dava, taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden parselasyon işleminde imar mevzuatına uyarlık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı belediye başkanlığınca temyiz edilmiştir.

Olayda, davaya konu taşınmazın yer aldığı bölgenin tamamen tarla niteliğinde olup imar planı sınırları içine alındığı, yürürlükteki imar planında taşınmazın tamamen belediye hizmet alanı, çocuk bahçesi, sağlık tesisi ve imar yollarına tahsisli olduğu, yapılan düzenleme ile düzenleme alanında %33 oranında düzenleme ortaklık payı alındığı, yasal sınırlar içinde kalan düzenleme ortaklık payı çıkarıldıktan sonra davacıya ait parselin kalan kısmına karşılık muhtelif imar adalarında yeni oluşturulan ve konut alanında kalan beş ayrı parselin tahsis edildiği, konut alanına tahsis edilen toplam payının 8068 m2 olduğu, kalan 1240 m2 sinin ise belediye hizmet alanında hisselendirildiği temyiz dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Karara dayanak alınan bilirkişi raporunda ise, uyuşmazlık konusu parselin düzenleme öncesi ve sonrası konumu göz önüne alınmaksızın, düzenleme sonrası tahsis edilen imar parsellerinin kadastral parsele olan uzaklıkları ölçülmek suretiyle düşük değerde parseller verildiği, 1240 m2 sinin ise kamulaştırılacak sağlık tesisi alanında hisselendirildiği, bu suretle imar mevzuatına aykırı davranıldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Oysa, dava konusu parselin düzenleme öncesi tümüyle kamu hizmet ve tesisleri tahsisli olduğu ve bu haliyle kamulaştırılması gerektiği göz önüne alındığında, imar planında konut alanında kalan ve toplam yüzölçümü 8068 m2 tutan beş ayrı imar parselinin müstakilen verilmesi karşısında, davacının değer kaybı yönünden mağduriyetinin söz konusu olamayacağı açıktır.

Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesine ilişkin yönetmeliğin 12.maddesi uyarınca belediye hizmet veya hastane alanında düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirilmenin mümkün bulunmasına karşın, bilirkişilerce bu hususun imar mevzuatına aykırılık olarak nitelendirilmesinde isabet görülmemiştir.

Bu itibarla, düzenleme işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığı halde niteliği yukarıda açıklanan eksik inceleme ürünü bilirkişi raporuna dayanılarak işlemin iptalinde usul ve yasaya uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyize konu Adana 1.İdare Mahkemesi kararının bozulmasına dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine karar verildi.