Danıştay 6. Dairesi E: 1990/327 K: 1990/1427 T: 25.6.1990

Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda davacılara ait parselin karşısındaki adada yer alan parsel ile ilgili imar planı değişikliğinin ve bu değişikliğe göre verilen inşaat ruhsatının imar mevzuatına aykırı olduğu belirtildiği için işlemler mahkemece iptal edilmişse de bilirkişi raporunda imar planı değişikliğinin imar yönetmeliği ve inşaat ruhsatı ile karşılaştırılmasına yer verildiği, ancak imar planının yönetmelik ve ruhsattan önce uygulanması gerektiği nedeniyle plan değişikliğinin imar mevzuatına uygun olup olmadığının yeniden incelenmesi gerektiği hakkında

İstemin Özeti: Rize merkez Bağdatlı Mahallesi 869 ada, 6 parsel sayılı taşınmaza yapılaşma hakkı verilmesini öngören 20.10.1987/günlü, 282/73-1 sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilen imar planı değişikliği işlemi ile anılan plan değişikliğine dayanılarak parsel için verilen yapı ruhsatının iptaline dair Trabzon İdare Mahkemesinin 12.9.1989/günlü, E: 1988-1036, K:1989-551 sayılı kararının, davalı Rize Belediye Başkanlığı ile davalı idare yanında müdahiller tarafından usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu görülerek işin gereği düşünüldü:

Dava, Rize merkez Bağdatlı Mahallesi 869 ada, 6 parsel sayılı taşınmaza yapılaşma hakkı verilmesini öngören 20.10.1987/282/73-1 sayılı belediye meclisi kararı ile kabul edilen imar planı değişikliği işlemi ile anılan plan değişikliğine dayanılarak parsel için verilen yapı ruhsatının iptali dileğiyle açılmış İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak imar planı değişikliğinde planlama ve şehircilik ilkesine uyarlık bulunmadığının anlaşıldığı buna istinaden verilen inşaat ruhsatında da mevzuata aykırılık bulunduğu gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş karar davalı belediye başkanlığı ile davalı idare yanında müdahiller tarafından temyiz edilmiştir.

İmar planları, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, yörenin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus alan ve yapı ilişkilerinin, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanlar arasında olan bağlantılar, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konularla sosyal adalet ilkeleri de göz önüne alınarak hazırlanır ve koşulların değişmesi halinde yasalarda öngörülen yöntem ve zamanda değiştirilebilir.

Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun 20. maddesinde de yapıların kuruluş veya kişilerce kendilerine ait tapusu bulunan arazi, arsa veya parsellerde … imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabileceği kuralı yer almıştır.

Olayda, davacılara ait 877 ada, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların önündeki 7 metrelik imar yolu ile kuzeydeki 50 metrelik Rize-Hopa asfaltı arasında müdahillerin dava konusu 869 ada, 6 parsel sayılı taşınmazların yer aldığı söz konusu taşınmazın 1985/yılı planında 8 katı blok nizamda yapılaşmaya müsait bulunduğu, davacıların iddialarının aksine hiçbir dönemde yeşil alan ayrılmadığı, maliklerinin imar durumunu istemeleri üzerine cephe oluşumunu sağlamak ve yoğunluğu azaltmak amacıyla 20.10.1987/günlü, 281 sayılı belediye meclisi kararı ile kat adedinin beşe indirilerek ayrık nizam yapılaşma hakkı verildiği, ancak daha sonra anılan taşınmazın arkasındaki 7 metrelik imar yolu cephesinden TEK ve PTT kuruluşlarına ait kabloların geçtiği fark edilerek bu kabloların kaldırılması zorunluluğu karşısında arka yoldan 1.50 metre çekilmek ve ön bahçe mesafesinin 3,50 metreye düşürülmek suretiyle 19.1.1989/günlü, 322-4 sayılı belediye meclisi kararı ile plan değişikliği yapıldığı, anılan değişikliğe dayanılarak 2.3.1989/günlü inşaat ruhsatı verildiği, bu davanın söz konusu plan değişikliği ve inşaat ruhsatına karşı açıldığı temyiz dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

İdare Mahkemesince, imar plan değişikliğine ilişkin olarak yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda mimar mühendis bilirkişice düzenlenen bilirkişi raporunda ise, 8 katlı blok nizamdan 5 katlı ayrık nizama geçilmekle belediyece şehircilik ve planlama ilkelerine uygun davranıldığı belirtildikten sonra imar planı değişikliğinin imar yönetmeliği ve inşaat ruhsatı ile karşılaştırılmasına girişilerek plan değişikliğinin daha önce verilen ruhsata ve inşaat emsali yönünden de yönetmeliğe aykırı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Oysa, yukarıda değinilen yasa maddesi ile imar planlarının gerek imar yönetmeliği, gerekse inşaat ruhsatlarından önce uygulanması gerekli imar hukuku kaynaklarından olduğu hükme bağlanmış olması karşısında sözü edilen bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceği ortadadır.

Bu itibarla dava konusu imar planı değişikliği işleminin şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına uyarlık taşıyıp taşımadığı hususların konunun uzmanı ve gerekirse bir kurul halinde oluşturulacak bilirkişiler vasıtasıyla saptanarak davanın karara bağlanması gerektiği açıktır.

Açıklanan nedenlerle eksik incelemeye dayalı temyize konu Trabzon İdare Mahkemesinin 12.9.1989/günlü, E:1988,1036, K:1989-551 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 25.6.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.