1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1990/466 K: 1990/2579


Boğaziçi etkilenme ve geri görünüm bölgelerinde bulunan mevzuata aykırı yapıların 298l sayılı Yasadan yararlanılmasının mümkün olduğu, ancak Boğaziçi sit alanında kalan ve aynı zamanda işyeri olduğu anlaşılan yapının 298l sayılı Yasadan yararlanmasının mümkün bulunmadığı.

İstemin Özeti: Beykoz, Göksu Mahallesi, 6 pafta, 5l ada, 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapı için tapu tahsis belgesi verilmesine ilişkin istemin reddi yolunda tesis edilen 23.3.l987 günlü, 348l sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine ilişkin İstanbul 2.İdare Mahkemesinin l8.l0.l989 günlü, E:l987-564, K:1989-l205 sayılı kararının, 2960 ve 298l sayılı Yasalarda geri görünüm bölgesindeki yapılar nedeniyle tapu tahsis belgesi verilemeyeceğine ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı öne sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Savcı Düşüncesi: Davacı, Göksu’da inşa ettiği yapısı için 298l sayılı Yasa hükümleri uyarınca tapu tahsis belgesi verilmemesi işleminin iptalini istemiş ve mahkemede, Boğaziçi, alanı göre görünüm belgesinde kaldığı anlaşılan söz konusu gecekonduya tapu tahsis belgesi verilmemesine ilişkin tasarrufta, mevzuata aykırılık görülmeyerek, davayı reddetmiştir.

Davacı, vekilinin 2577 sayılı Yasanın olay tarihinde yürürlükteki 46. maddesi hükmü uyarınca, süresi içinde temyiz isteminde bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu görülerek işin gereği düşünüldü:

Dava, Beykoz, Göksu Mahallesi, 6 pafta, 5l ada, 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapı için tapu tahsis belgesi verilmesine ilişkin istemin; taşınmazla ilgili kira sözleşmesi bulunduğu, yapının işyeri olarak kullanıldığı ve taşınmazın Boğaziçi sit alanında kaldığı nedeniyle reddine ilişkin 23.3.1987/günlü, 348l sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince 298l sayılı Yasanın 3. maddesine göre İstanbul Boğazında anılan yasa kurullarının uygulanamayacağı, 2960 sayılı Yasanın 2. maddesinin (a) bendinde Boğaziçi Alanının kıyı ve sahil şeridi, öngörünüm bölgesi, geri görünüm bölgesi ve etkilenme bölgesi ve etkilenme bölgesinden oluştuğunun belirtildiği, 298l sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasayla değişik m 14. maddesinin (f) bendinde yer alan “…İstanbul Boğazı sahil şeridi ve öngörünüm bölgeleri ile Çanakkale Boğazında 2 Haziran l98l tarihinden sonra kapılan gecekondular ile l Ekim l983 tarihinden sonra inşasına başlanan imar mevzuatını, ruhsat ve eklerine aykırı yapılar “ ibaresi karşısında yalnızca İstanbul Boğazının sahil şeridi ve öngörünüm bölgelerinde bulunan ve kanılman tarihlerden önce inşaa edilen yapıların 298l sayılı Yasa Kurallarından yararlanmasının mümkün olduğu, bunun dışında 298l, 3290 ve 3366 sayılı Yasalarda geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde yer alan gecekondular nedeniyle tapu tahsis belgesi verileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, l2.4.l989 günlü, ara kararı üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca gönderilen V/3l63 sayılı cevabi yazıda 6 pafta, 5l ada 2 parsel sayılı taşınmazın geri görünüm bölgesinde kaldığının belirtildiği, bu durum karşısında davacıya tapu tahsis belgesi verilmemesi yolunda tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İmar ve gecekondu mevzuatına aykırı biçimde yapılan yapılar hakkında düzenlemeleri içeren ve l6.3.l983 gününde kabul edilen 2805 sayılı Kanunun 3. maddesinde, İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile diğer bazı alanlarda bu kanun hükümlerinin uygulanamayacağı, buradaki yapılanma esaslarının özel kanunlarla düzenleneceği öngörülmüş, l8.ll.l983 gününde kabul edilen 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu ile Boğaziçi alanı ile ilgili özel düzenleme getirilmiş, aynı kanunun geçici 6. maddesiyle Kanunun yürürlüğe girdiği 22 Kasım l983 tarihinden önce Boğaziçi alanında imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılar hakkında yapılacak işlemler açıklanmış, 24.2.l984 gününde kabul edilen 298l sayılı Kanun özel Kanun çıkarılıncaya kadar İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki yapılarda bu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hükmüne yer vermiş, ancak 22. maddesiyle Boğaziçi Kanunundaki l6.3.l983 tarih ve 2805 sayılı Kanunla ilgili hükümler yerine bu kanunun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş 3.5.l985 gününde kabul edilen kanunun bazı maddeleri değiştirilerek öngörünüm ve geri görünüm bölgelerinde yapılanma koşulları hakkında da düzenlemelere yer verilmiş, geçici 7. maddesiyle de İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki yapılar müracaat edilmek ve bitmiş olmaları koşuluyla af kapsamına alınmıştır. Ancak, anayasa Mahkemesi ll.l2.l986 günlü E.l985-ll, K.l986-29 sayılı kararı ile; 3l94 sayılı İmar Kanununun bazı maddeleri yanında Kanunun öngörünüm bölgesinde bazı koşullarla yapılanma olanağı sağlayan 47. maddesinin 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3. maddesinin (g) fıkrasını değiştiren hükmü kile Boğaziçi alanındaki yapıların af kapsamına alınmasını öngören geçici 7. maddesinin birinci fıkrasını Anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Anılan kararda ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere Boğazların bu madde ile kıyı ve sahil şeridi yönünden hiçbir ayırıma tabi tutulmaksızın af kapsamına alındığı, Anayasanın 43. maddesi karşısında kıyı ve sahil şeridinde bulunan yapıların aftan yararlanmasının mümkün bulunmadığı vurgulanmıştır. Daha sonra 298l sayılı Yasanın bazı maddelerinin değiştirilmesini öngören ve 22.5.l986 gününde kabul edilen 3290 sayılı Yasa kile sadece İstanbul Boğazı sahil şeridi ve öngörünüm bölgeleri ile Çanakkale Boğazında 2 Haziran l98l tarihinden sonra yapılan gecekondular ile l Ekim l983 tarihinden sonra inşasına başlanan imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı yapıların (Md.l4-f) bu Kanun hükümlerinden yararlanamayacağı belirtilmiş 3290 sayılı Yasa ile getirilen geçici 3. maddede İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında 298l sayılı Kanun ve bu kanun hükümlerinden istifade edecek yapılar da tavan beton veya betonları dökülmüş olma koşulu aranmıştır.

Öte yandan; Anayasaya Mahkemesince 28.6.l989 günlü, E:l988/6l, K:l989/28 sayılı karar ile 298l sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasanın 7. maddesiyle değiştirilen l4. maddesinin (f) bendinin itiraz konusu hükmüne ilişkin incelemenin “… İstanbul Boğazı Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgeleri…” ibaresiyle sınırlı olarak yapılmasına, sınırlama kararı uyarınca incelenen ibarenin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline, keza sözü edilen ibarenin iptali, hemen bu ibareden sonra gelen”…ile” bağlacının ve ayrıca 3290 sayılı Yasanın Geçici 3. maddesinin dördüncü tümcesinde yer alan “İstanbul ve …” ibaresinin de uygulanmaması sonucunu doğurduğundan iptaline karar verilmiştir. Anılan kararda 3290 sayılı Yasanın geçici 3. maddesiyle, 3l94 sayılı Yasanın iptal edilen geçici 7. maddesinde süreyi kaçırmış olmaları nedeniyle yararlanamayanlara yeni bir hak tanındığı, böylece itiraz konusu istisna hükmüyle Boğazların af kapsamına alınmış olduğu, Boğaziçi sahil şeridi yönünden itiraz konusu imar affına ilişkin ibarenin Anayasanın 43. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı bulunduğu, mahkemenin 3l94 sayılı imar Yasasının 47. ve geçici 7. maddesinin birinci fıkrasının iptaline ilişkin 11.12.l986 günlü kararında belirtilen gerekçenin burada da geçerliliğini sürdürdüğü, Boğaziçi Öngörünüm Bölgesinin 2960 Sayılı Yasa karşısında, Anayasanın 43. maddesi uyarınca yararlanmada öncelik tanınan kıyı ve sahil şeridi ile aynı hukuksal rejime bağlı tutulduğunu gösterdiği, itiraz konusu kuralın öngörünüm bölgesini de kapsayan içeriyle Anayasanın 2. maddesine aykırı düştüğü, keza Boğaziçi Öngörünüm bölgesindeki kaçak yapılara yasallık kazandırılmasının Anayasanın 56. maddesine de aykırı olduğu belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan yasal düzenlemelerle Anayasa Mahkemesi kararları göz önünde bulundurulduğunda, Boğaziçi alanının kıyı ve sahil şeridi ile öngörünüm bölgesinde bulunan mevzuata aykırı yapıların imar affından yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı, ancak etkilenme ve geri görümüm bölgelerinde bulunan bu tür yapılar için böyle bir sınırlama getirilmediği kuşkusuzdur.

298l sayılı Yasanın istisnalar başlığını taşıyan 3. maddesinde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerde anılan yasa kuralının uygulanamayacağı belirtilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden tapu tahsis belgesi istemine konu olan taşınmazın Boğaziçi sit Alanında kaldığı anlaşıldığından olayda yukarıda kanılan yasa kuralı uyarınca 298l sayılı Yasa kuralının uygulanması mümkün olmadığından İdare mahkemesince davanın yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Kaldı ki gecekondunun işyeri olarak kullanılması nedeniyle 298l sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasayla değişik 8. maddesinde yer alan kural nedeniyle de tapu tahsis belgesi verilmesi mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İstanbul 2. İdare mahkemesinin l8.l0.l989 günlü, E: l987/564, K: l989/l205 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 49. maddesinin l. fıkrasında sayılı bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek kanılan mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine l2.l2.l990 gününde oybirliğiyle karar verildi.