1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/1545 K: 1991/2839 T: 25/11/1991


Davanın konusunu ruhsat vermeme işlemi oluşturduğundan, mahkemenin yörede geçerli bir kıyı kenar tespiti yapılıp yapılmadığının belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığı çözmesi gerekirken, idarenin yerine geçerek bilirkişilerce belirlenen kıyı kenar çizgisine göre taşınmaz için ruhsat verilebileceği sonucuna ulaşılmasında isabet görülmediği

Dava, davacı kooperatife ait taşınmazlarda yapılacak yapılar için inşaat ruhsatı verilmesi isteminin cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince kıyı kenar çizgisinin bilirkişilerce tespiti amacıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile dosyadaki diğer belgelerin incelenmesi sonucunda yeni kıyı kanunu hükümleri ve yürürlükte bulunan imar planları dikkate alınarak taşınmazlar için yapı izin belgesi verilebileceğinden istemin cevap verilmemek suretiyle reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmazların 22.9.1969 günlü, 6/12421 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla özel sektör için gemi yapımı sanayii bölgesi olarak tespit edilen ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca kamulaştırılması karar altına alınan, herhangi bir yatırımın yapılmaması, iskan için ruhsat ve izin verilmemesi gereken alan içinde kaldığı, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların deniz ve göl kıyılarını içeren paftalarının 3086 sayılı kıyı kanununun 7.maddesine göre incelenmek ve tasdik edilmek üzere bayındırlık ve İskan Bakanlığına gönderilmemiş olması nedeniyle bu alanda geçerli bir kıyı kenar çizgisinin varlığından bahsedilemeyeceği, davacı kooperatife ait avan projelerinde 1987/onanlı plandaki “kıyı kenar çizgisi yeniden tespit edilecek ve kıyı kenar hattı önünde belirlenecek alan kamu yararına kullandırılacaktır” notunun gereği yerine getirildikten sonra müracaat edilmesi halinde incelenebileceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu taşınmazlar yukarıda izah edildiği gibi 22.9.1969 günlü, 6/12421 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca gemi yapımı sanayi bölgesinde kalmaktadır. Bu durumda konunun bu noktadan değerlendirilmesi, 1/50000 ve 1/25000 ölçekli planlardaki durumun irdelenmesi ve konut yapımının anılan kararname ve planlar bakımından mümkün olup olmadığı hususlarının araştırılarak bir sonuca varılması gerekirken, bu hususlara hiç değinilmeden karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan kıyı kenra çizgisinin nasıl ve kimler tarafından tespit edileceği Yasasının 2.maddesinin 2.fıkrasında da; İdari Yargı yetkisinin idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, İdari Mahkemelerin idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı veremeyecekleri kurala bağlanmıştır.

Uyuşmazlık konusu olayda, davanın konusunu yapı izin belgesi verilmemesi işlemi oluşturmaktadır. Bu işlemin nedenlerinden birini de yeni Mahkemesince uyuşmazlığın, ruhsat vermeme işlemi ile bağlantılı olarak taşınmazların bulunduğu yerde geçerli bir kıyı kenar tespiti yapılıp yapılmadığı noktasından hareketle çözümlenmesi gerekirken, idarenin yerine geçerek kıyı kenar çizgisinin bilirkişilerce tespit ettirilmesinde yasanın yukarıda belirtilen ilkesine aykırı bir sonuca varılmış olması nedeniyle de isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İstanbul 4.İdare Mahkemesi kararının bozulmasına dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine karar verildi.