1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/1596 K: 1991/3186 T: 28.12.1991


Sanayi alanının ayrılmaz bir parçası niteliğinde olan sağlık koruma bandının anılan alan içinde düzenlenerek imar planına işlenmesi görevinin belediyeye ait olması karşısında, bu gereğin yerine getirilmemiş olmasında mevzuata aykırılık açıktır.

İstemin Özeti: İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 20.9.1990 günlü, E:1989/243 K:1990/1108 sayılı kararının; davalı tarafından, davanın 1/1000 ölçekli planın değil, sağlık koruma bandı işlenmesine gerek olmadığına ilişkin 14.2.1989/günlü belediye meclisi kararına karşı açılmış olmasına karşın 1/1000 ölçekli planın iptaline karar verilmesinde isabet bulunmadığı, gayri sıhhi müessese etrafına sağlık koruma bandının davacı şirket tarafından konulması gerekirken, imar planıyla işlenmesinin istenmesinin iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, başkalarının mülkiyet haklarını kısıtlayıcı nitelikte olduğu, sanayi alanı koruma bandı olarak imar planında yeşil alan bırakılmış olduğundan sağlık koruma bandı genişletilmesinin belediye meclisince reddinde isabetsizlik bulunmadığı, imar mevzuatı açısından izin alma aşamasında ilgili idarece sağlık koruma bandı mesafesinin konulması gerekirken izin alma aşamasında ve halen bu hususun nazara alınmadığı, belediye meclisince uygun bulunmayan sağlık koruma bandının kesinleşmemiş olması nedeniyle bu idari tasarruf için dava açılamayacağı; müdahil tarafından ise, 1/1000 ölçekli planda önce oyun park olup sonradan sanayi alanına dönüştürülen parselin sahibi olduğu ve kereste biçme atelyesi kurmak amacıyla yapı ruhsatı aldığı, söz konusu yerdeki tesislerin Gayrisıhhi Müessese Yönetmeliğine göre başvuruda bulunulup yer seçimi ve tesis izni alınmadan, o zaman sanayi bölgesinde olmayan yerde kurulduğu, faaliyeti hakkında yanlış bilgi verildiği, binaların ruhsatsız yapılıp bitirildiği iskan izni alınmadığı; taahhütlere rağmen, ruhsatsız değişiklik ve ilaveler yapıldığı, çevresinde bir sağlık koruma bandına da gerek duyulmadığı, ancak bundan sonra sırf davacının kendi tesisine bitişik ve devlet yolu üzerindeki ruhsat verilen bu yeri ele geçirmek için kendi tesisine koruma bandı yapmak için girişimde bulunduğu, mahkemenin yeterli inceleme yapmadan karar verdiği öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Türk Milleti Adına karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.

Dava, Yalova Belediyesi`nin 1/1000 ölçekli; imar planında, sanayi tesislerinin etrafına Sağlık Bakanlığı`nın öngördüğü 1200 m.`lik sağlık koruma bandının işaretlenmesi istemini reddeden 14.2.1989/günlü 4 sayılı belediye meclisi kararının iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, davacı kuruluşlarının ürettiği maddeler açısından kullanmak zorunda olduğu üretim maddelerinin kolay yanıcı, patlayıcı ve bu özelliklerinin meydana getirdiği etkilerinin çok geniş çevresel kapsamlı olduğunun, hem bu dosyadaki belgelerden, hem de aynı 1/1000 ölçekli imar planının başka bir gerekçe ile iptali istemini kapsayan mahkemenin 1988/530 esas sayısında kayıtlı dosyaya konulmuş bulunan … Teknik Üniversitesi ve … Teknik Üniversitesi Kimya Anabilim Dalı kürsüsünce yapılan inceleme sonunda verilen 17.6.1988/ve 15.6.1988 günlü raporlardan anlaşıldığı, esasen davacı ve davalı arasında da kullanılan maddelerin nitelik ve etkisi açısından bir anlaşmazlık bulunmadığı, anlaşmazlığın bu tür maddeleri kullanan 1. sınıf gayri sıhhi müessese niteliğindeki davacı tesislerinin etrafında bulunması zorunlu olan koruma bandının planda yer alıp almayacağından, koruma bandının tesisin kendi taşınmazı içinde kendisi tarafından mı oluşturulacağı yoksa plan üreticisi yerel yönetimce mi belirleneceği hususlarından kaynaklandığı, Gayrisıhhi Müesseseler Yönetmeliğinin 6. maddesinde yer alan hükümlerin incelenmesinden, sağlık koruma bandının sadece kişişel bir düzenlemeyle sağlanacak öznel bir önlem olmayıp, bölgesel nitelikte yerel yönetimlerce gereken yerlerle de ilişki kurularak düzenlenmesi planda yerini alması gerekli bir önlem olduğunun anlaşıldığı, dava konusu sağlık koruma bandı ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığının ve Yalova Kaymakamlığının istemi üzerine Gayrisıhhi Müesseseler İnceleme Kurulunca gerekli inceleme yapılarak düzenlenen 11.5.1988/günlü raporla sağlık koruma bandının kapsamının Sağlık Bakanlığınca yapılmasının uygun görüldüğü, adı geçen Bakanlığın ise İstanbul Valiliğine yazdığı 19.12.1988/günlü, 1987/sayılı yazısıyla, bu işletmelerde hammadde olarak kullanılan akrinitril tanklarından itibaren 1200 m. koruma bandının teşkil edilerek ilgili imar planına işlenmesi, sağlık koruma bandı içerisinde mesken ve insanların ikametine mahsus diğer yerlerin tesisine izin verilmemesi gerektiğini belirttiği, Bakanlıkça uygun görülen 1200 m.`lik koruma bandı kapsamının 1988/530 esas sayılı dosyada bulunan … Teknik Üniversitesi ve … Teknik Üniversitesi tarafından yapılan incelemede alınan raporlardaki görüşlerle de bağdaştığı dava konusu planın üretiminde davacı tarafından plana yapılan itirazda bütün bu veri ve bilgiler idareye verildiği halde bunların hiçbirisine itibar edilmeyerek uyulması zorunlu yasal normlara, bilimsel görüşlere değer verilmeden belediye meclisi toplantı tutanaklarından anlaşıldığı üzere salt yüzeysel plan bilgileri ile yetinilerek sonuca ulaşıldığı, Sağlık Bakanlığının yazısı üzerine İl Çevre Kurulunca inceleme Komisyonuna yaptırılan inceleme sonunda alınan 15.9.1989 günlü raporla da Sağlık Bakanlığının öngördüğü 1200 m.`lik sağlık koruma bandının tesisindeki zorunluluğun belirlendiği, ayrıca mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlar birbirine uygun olmakla beraber her ikisinin de 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Nazım İmar Planına uygun olmadıkları, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olarak üretildikleri, 1/25000 ölçekli planda davacı parsellerinin bulunduğu bölümün sanayi alanlarında kaldığı, bu parselleri çevreleyen tarımsal niteliği korunacak alanların sağlık koruma bandı olarak Gayrisıhhi Müesseseler Yönetmeliğinin 6. maddesi kapsamında değerlendirilebileceği, koruma bandının sanayi lekesi dışında benimsenmesi gerektiği belirtilmekte olup, Yasa ve Yönetmeliklerin öngördüğü, ilgili Bakanlık, inceleme kurulları raporları ve bilimsel görüşlerle de tesisi zorunlu görülen 1200 m.`lik sağlık koruma bandı oluşturulmadan üretilen imar planında yasalara uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu kararın dava konusu istemin dışına çıkılarak planın tümünün iptaline karar verildiği anlamına da gelebileceği nedeniyle Mahkemece davacının açıklama istemi yerinde görülerek, iptal kararının 1/1000 ölçekli imar planının 1200 m.`lik oluşturulması zorunlu sağlık koruma bandı içinde kalan bölümünün iptaline ilişkin olduğu açıklanmış, bu karar davalı ve müdahil tarafından temyiz edilmiştir.

İmar planlarının yapılması ve onaylanması görevinin belediyeye ait olduğunda kuşku yoktur.

Olayda da sanayi alanının ayrılmaz bir parçası niteliğinde olan sağlık koruma bandının anılan alan içinde düzenlenerek imar planına işlenmesi görevinin belediyeye ait olması karşısında, bu gereğin yerine getirilmemiş olmasında mevzuata aykırılık açıktır.

Temyize konu İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 20.9.1990 günlü, E:1989/243, K:1990/1108 sayılı kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunamadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçenin ilavesi suretiyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 28.12.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.