1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/1728 K: 1992/3582 T: 14.10.1992


2981 sayılı Yasaya göre düzenlenecek ıslah imar planı ve parselasyon planlarıyla parsellerin fiili kullanım durumuna göre dağıtılması gerektiğinden, mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak taşınmaz üzerinde yapısı bulunmayan davacılara tahsis edilen parselin yola cephesi bulunmadığı gerekçesiyle düzenleme işleminin iptaline karar verilmesinde isabet yoktur.

İstemin Özeti: … 2. İdare Mahkemesinin 26.12.1990 günlü, E:1989/814, K:1990/1414 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, … Mah. 2. Pafta, 1620 parsel sayılı taşınmazın 2981/3290 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda “dava konusu işlemle, düzenlemeye alınan alanda, fiili kullanımları ve binaları olan paydaşlara bu yerlerin aynen verildiği, fiili kullanımı bulunmayan davacılara ise arta kalan kısmında yer ayrıldığı ve böylece mevcut kullanım şeklinin aynen korunduğu ve tescil edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda ise, düzenlemeye alınan taşınmazın düzenleme öncesinde de imara uygun bulunduğu gibi bir sonuç ortaya çıktığı, bu durumun da yapılan işlemin sebebinin bulunmadığının gösterdiği, oysa dava dosyasındaki belgelerden, uyuşmazlık konusu yerin düzenleme öncesinde ıslaha muhtaç bulunduğunun anlaşıldığı, diğer taraftan, anılan mevcut kullanım durumlarının mutlak suretle aynen korunacağı şeklindeki yorumun da yasadan beklenen amaçla bağdaşmayacağının belirtildiği, dosyadaki belgelerle bilirkişi raporunun incelenmesinden paydaşlara tahsis edilen yerlerin değerinin de yeterince göz önüne alınmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı belediye başkanlığınca temyiz edilmiştir.

2981 sayılı Kanunun 3290 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesinin (c) bendinde, ıslah imar planlarının belediye veya Valiliklerce mümkün olduğu kadar fiili durumun dikkate alınarak ve yapılanma şartlarının da belirlenerek yapılacağı, imar planı olan yerlerde mevcut imar planlarının gerektiği takdirde ıslah imar planları şeklinde yemden düzenleneceği kuralı yer almıştır.

İncelenmesinden de anlaşılacağı üzere anılan Yasa kuralının, üzerinde imar mevzuatına aykırı yapılaşma oluşmuş taşınmazların mümkün olduğu kadar fiili kullanım durumu gözetilerek olabildiğince az hisseli parseller oluşturmak suretiyle yapıların korunabilmesini sağlama amacına yönelik bulunduğu ortaya çıkmaktadır.

Olayda belediyece onaylanan imar ıslah planına dayanılarak yapılan düzenleme uyarınca üzerinde imar mevzuatına aykırı birçok yapının bulunduğu taşınmazın fiili kullanım durumu göz önüne alınarak dağıtıma tabi tutulduğu, düzenleme öncesinde üzerinde yapıları bulunan paydaşlara öncelik tanınarak binaların yer aldığı parsellerin tahsis edildiği, zeminde kullanımı bulunmayan paydaşlara ise yine müstakil parseller verildiği, davacıların da taşınmaz üzerinde yapılarının bulunmaması nedeniyle yeni oluşturulan 2734 ada, 3 sayılı parselin tahsis edildiği, davacıların ise soyut olarak kendilerine ana yola cepheli parsel tahsis edilmediği iddiasını öne sürerek bu davayı açtıkları temyiz dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, İdare Mahkemesince karara dayanak alınan bilirkişi raporunda ise, yukarıda değinilen fiili kullanım durumuna göre dağıtım esası kabul edilmekte, yasanın amacı göz ardı edilerek taşınmaz üzerinde yapısı bulunmayan davacılara tahsis edilen parselin yola cephesi bulunmadığından bahisle değersiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gözetilmeksizin, eksik inceleme ürünü ve çelişkili bilirkişi raporuna itibar edilerek işlemin iptalinde yasal isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı verilmiş temyize konu … 2. İdare Mahkemesinin 26.12.1990 günlü, E:1989/814, K:1990/1414 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 14.10.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.