Danıştay 6. Dairesi E: 1991/228 K: 1992/4554 T: 30/11/1992

Uygulama imar planının planlanan alanın tümünü makro ölçekte kavrayan bir plan olmasının nazım imar planı olmaksızın uygulama imar planı üretilebileceği anlamına gelemeyeceği

Dava, Belediye Meclisince 31.12.1988/gününde onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının taşınmazla ilgili bölümünün iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; dava konusu planın düzenlenmesinde 29.7.1980/onay günlü, 1/50000 ölçekli “Metropol Nazım İmar Planı” turistik yerleşim kararlarının göz önünde tutulduğu, her ne kadar Belediye 1/5000 ölçekli nazım imar planı yapılmamışsa da 1/5000 ölçekli nazım planlarda parsel ölçeğinde ve ayrıtısında kararlar getirilemeyeceği, bu nedenle herhangi bir kadastro parselini imar parseli haline dönüştüren ayrıntılı karar 1/1000 ölçekli uygulama planları ile belirlendiğinden plan heyararşisi varlığının parsel ölçeğindeki kararlarda rol oynayamıyacağı, ayrıca bu dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama raporunda; planlama yaklaşımının bir nazım imar plan kararının detayda çözümü olarak değil bir bütünün organizasyonuna veri teşkil edecek şekilde oluştuğu yer olarak planlama alanının tümünü makro ölçekte kavrayan bir yönteme işaret edildiği, sonucu bakımından da özellikle raporun 5.sayfasının 1.bölümünde değinildiği ve son sayfada vurgulandığı üzere dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama planında davacı parselinin yol ve yeşil alan kapsamına alınmasında şehirleşme, belediyecilik ilkelerine uygun bir düzenlemenin yapıldığı, planlama hiyerarşisi açısından da bir aykırılık bulunmadığının saptandığı, raporun ve dava dosyasının incelenmesinden dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Nazım imar planları, varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme, yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasında esas olarak düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan planlardır. Uygulama İmar planları ise nazım imar planları esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren planlardır.

Bu durumda yasa gereği 1/1000 ölçekli planların 1/5000 ölçekli plan esaslarına göre çizilmesi gerektiğinden, uyuşmazlık konusu 1/1000 ölçekli planın planlama alanının tümünü makro ölçekte kavrayan bir plan olması nazım imar planı olmaksızın uygulama imar planı üretebileceği anlamına gelmiyeceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, beldenin 1/5000 ölçekli nazım imar planı bulunmadığı, nazım imar planı yapılmaksızın (plan hiyerarşisine uyulmadan) 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapılmasında mevzuata uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyize konu İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 22.6.1990 günlü, 1990/1017 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.