1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/2348 K: 1992/3612 T: 15/10/1992


Belediyece yapılan işlem kısmi bir ada düzenlemesi olmayıp tevhit işlemi olduğundan ve bu konuda davacının muvafakati bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece işlemin parselasyon işlemi olduğu konusuna varılarak davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, davacıya ait 11 parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca aynı ada, 3 parsel sayılı taşınmazla birleştirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince 19 m2 büyüklüğündeki 3 sayılı parselle 40 m2 büyüklüğündeki 11 no’lu taşınmazın birleştirilmesi suretiyle yola cephesi olmadığı için imar parseli niteliği taşımayan 3 sayılı parselin imara uygun 60 m2’lik bir parsel haline getirilmesi ve böylece imara uygunluğun sağlanması karşısında tesis edilen işlemde isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılarak dava reddedilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden, 3 parsel sayılı taşınmaz malikinin taşınmazının 11 parselle birleştirilmesi yolundaki müracaatı üzerine, davalı idarece 3194 sayılı yasanın 18.maddesi uygulanmak suretiyle iki parselin birleştirilerek tek parsel haline getirildiği, davanın da 11 parsel maliki tarafından bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

İmar Kanununun 16.maddesinde, belediye ve mücavir alan hudutları içindeki gayrimenkullerin resen veya müracaat üzerine tevhit ve ifrazının yapılabileceği belirtilmiş, 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 15.maddesinde, arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış imar adalarındaki bir veya birkaç parselde meskun alanlardaki kadastro parsellerinde maliklerin müracaatı üzerine imar planı ve mevzuatına uygun olmak şartıyla ifraz ve tevhit işlemleri yapılabileceği kuralı yer almıştır.

Uyuşmazlık konusu olayda, iki parselin birleştirilmesi amacıyla 3194 sayılı yasanın 18.maddesinin uygulandığı anlaşılmakta ise de, dosyada mevcut kroki ve diğer belgelerin incelenmesinden, yapılan işlemin kısmi ada düzenlemesi değil, bir tevhit işlemi olduğu ve davacının muvafakatinin alınmamış olması nedeniyle encümen kararının yasal düzenlemeye aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda, İdare Mahkemesince dava konusu işlemin 3194 sayılı yasanın 18.maddesi uyarınca tesis edildiği kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle temyize konu Manisa İdare Mahkemesinin 12.2.1991 günlü 1991/115 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.