1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/288 K: 1991/1975 T: 09.10.1991


Geçerli ve bağlayıcı nitelikte bir vekaletname veya muvafakatname bulunmadığından parselasyon işlemi konusunda paydaşlardan birisine yapılan tebligatın diğer paydaşlar açısından dava açma süresine başlangıç olarak alınmayacağı hk.

Dava, davacıların hissedarı oldukları taşınmazların İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, düzenlemeye ilişkin karara karşı varisler adına yapılan itirazın reddine ilişkin kararın yine varisler adına Salih Kesici’ye 24.5.1989 gününde tebliğ edildiği, yapılan tebligatlarda 7201 sayılı yasanın 11 ve 16.madde hükümlerine bir aykırılık bulunmadığı, bu durumda 24.5.1989 tarihinden itibaren 60 gün geçirilerek 7.5.1990 gününde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle dava süre yönünden reddedilmiş ve bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde kapsadıkları alan içindeki her taşınmaz mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şuyulu imar parsellerinin parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı gösterildiğinden bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri için subjektif ve kişisel işlemler oldukları kuşkusuz olup parselasyon planının ilgili parsel sahiplerine ayrı ayrı ve bizzat tebliğ edilmesi ve dava süresinin bu tebliğ tarihine göre tesbit edilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; parselasyon ile ilgili işlemlerin diğer hissedarların da ismi yazılmak suretiyle düzenlenen bir yazı ile sadece Salih Kesici’ye tebliğ edildiği, Salih Kesici’nin diğer iki hissedar adına parselasyon planına itiraz ettiği, itirazın reddine ilişkin kararın yine hissedarların adı yazılmak ve Salih Kesici vekil olarak gösterilmek suretiyle düzenlenen 24.5.1989 günlü yazı ile bu şahsa tebliğ edildiği, davanın ise her üç hissedar tarafından birlikte düzenlenen bir dilekçe ile 7.5.1990 gününde açıldığı anlaşılmış olup, uyuşmazlık konusu olayda yukarıda belirtildiği şekilde yapılan bir tebligattan bahsetmek mümkün olmadığı gibi Salih Kesici’nin diğer davacılar adına hareketini geçerli ve bağlayıcı kılabilecek herhangi bir vekaletname veya muvafakatname de bulunup bulunmadığı araştırılmadan bu kişiye yapılan tebligatın diğer davacılar için geçerli sayılarak dava süresine başlangıç alınmasına olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda, İdare Mahkemesince konunun bu yönde incelenerek bir karar verilmesi gerekirken davanın tüm davacılar açısından süreden reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Manisa İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.