1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/3250 K: 1992/3574


Koruma kurulunca alınan kararda mevzuata aykırılık görülmediği, ancak, koruma kurulu kararının ruhsatın iptalini ya da yapının yıktırılmasını sağlayacak nitelikte bir karar olmadığı, gereğinin belediyece yapılacağı, bu davada kazanılmış hak tartışmasına da girilemeyeceği nedeniyle mahkeme kararında isabet görülmediği.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, Karaman ili, Merkez, 576 ada, 15 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki Demirciler Camii’nin 1. Grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescili ile çevresindeki yapılanmaların iki kattan fazla olmaması ve yeni yapılanmalar için verilen inşaat ruhsatlarının iptali gerektiği yolundaki 29.6.1990 günlü. 758 sayılı Kültür Bakanlığı Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararının iptali isteğiyle açılmış, idare mahkemesince, bu dosya ve Mahkemenin 1990/1017 esas sayısında kayıtlı dava dosyası ile ilgili olarak yaptırılmış bulunan keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen raporların birlikte değerlendirilmesinden, davacılara ait inşaatın yanında bulunan Demirciler Camii’nin dış görünüşü ve yapılan şemasıyla geleneksel Türk mescitlerinden olduğu, ahşap sütunları mihrabı ve tipik minaresiyle de korunmaya değer tarihi eser niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, tarihi eserin bu durumu dikkate alındığında, yakınında bulunan parsellerde yapılacak inşaatların bu camiye olan yapı yaklaşım mesafesinin 10 m. olması ve yine yapılacak inşaatların bu eserin saçak kotunu geçmemsi gerektiği, ancak davacının henüz bu caminin tarihi eser olarak tescil yapılmadan önce 18.4.1990 tarihinde inşaat ruhsatı aldığı ve inşaatın büyük ölçüde bitirildiğinin görüldüğü, inşaatın camiye olan yapı yaklaşma mesafesinin 10 m.nin altında bulunması ve caminin saçak kotunu geçmesi nedeniyle inşaat ruhsatının iptali gerekmekte ise de imar mevzuatına uygun inşaat ruhsatı alıp inşaata başlayan davacının olayda hiçbir kusur ve hatası bulunmadığından ruhsatın iptali halinde kazanılmış haklarının elinden alınacağı gibi inşaatın oldukça büyük bir harcamayla bitirilmiş olması nedeniyle de yıktırılması durumunda milli servetin heba olacağı, camiinin koruma alanı için yapılacak olan kamulaştırmanın da idareye büyük külfet getireceği, kaldı ki Karaman Müze Müdürlüğünün Belediye Başkanlığına yazdığı 29.3.1990 günlü yazısında davacının parseli üzerinde bu inşaatı yapmasında herhangi bir sakınca bulunmadığını belirtmesi üzerine davacının belediyeden inşaat ruhsatı almak suretiyle inşaata başladığı, diğer taraftan keşif sırasındaki gözlemlerden ve dosyadaki fotoğraflardan da Demirciler camiinin arka cephesinin açık olduğu ve önünden de 2,5-3 m. genişliğinde yol geçmekte olup bugünkü durumuyla görünümün tamamen engellenmediğinin anlaşıldığı, dava konusu Kurul kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 7 b. maddesinde, korunması gerekli, taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları ile ilgili tespitlerin koruma kurulu kararı ile tescil olunacağı belirtilmiş, aynı Kanunun 8. maddesinde de 7. maddeye göre tescil edilen korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunma alanlarının tespiti ve bu alanlar içinde inşaat ve tesisat yapılıp yapılmayacağı konusunda karar alma yetkisinin koruma kurallarına ait olduğu, korunma alanlarının tespitinde korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunması, görünümlerinin ve çevreleri ile uyumlarının muhafazası için yeteri kadar korunma alanına sahip olmalarının dikkate alınacağı kurala bağlanmış, anılan kanunun 57. maddesinde de “Kamu kurum ve kuruluşları (Belediyeler dahil) ile gerçek ve tüzel kişiler, koruma kurallarının kararlarına uymak zorundadırlar hükmü yer almış bulunmaktadır.

Olayda da İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen raporlarda da korunması gerekli kültür varlığı olduğu belirlenen Demirciler Camii nedeniyle Koruma Kurulunca alınmış olan dava konusu kararda mevzuata aykırılık görülmemiştir.

Diğer taraftan Koruma Kurulu kararı davacıya ait yapının ruhsatının iptalini ya da yıktırılmasını sağlayacak nitelikte bir karar olmayıp, yukarıda yazılı yasa hükmü uyarınca belediye tarafından gereğinin yapılması yolunda bir bildirimdir. Dolayısıyla bu karara karşı açılmış olan davada kazanılmış hak tartışmasına girilmesi mümkün değildir. Ruhsatının iptali ve yıkım konusunda işlem tesis etme yetkisi Belediyeye ait olup olayda da belediyece ruhsatın iptali ve yıkıma ilişkin olarak tesis edilmiş bir işlem bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyize konu Konya İdare Mahkemesinin 1.5.1991 günlü E.1990/1152, K.1991/530 sayılı kararında isabet görülmediğinden BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 13.10.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.