1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/378 K: 1991/928 T: 30/04/1991


Merkezi iş alanı ile ilgili 1/1000 ölçekli uygulama imar planının bilirkişilerce belirlenen 1-a bölgesinin tarihi özelliği, burada bulunan tescilli yapılar ve tarihi kalıntılar, başka bir deyişle bu yöredeki kültür varlıklarının konumu ve korunması hususlarının araştırılmaksızın yapıldığı sonucuna varıldığından sonuç itibariyle mahkemenin iptal kararında isabetsizlik görülmediği

Dava, 1/1000 ölçekli Haliç Düzenleme Alanı Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden MİA kavramının durağan olmayıp zaman içinde çeşitli etkilere bağlı olarak kentin büyümesi, teknolojik değişme, sosyo-kültürel davranışlar, gelir düzeyi, ulaşım olanakları gibi olgulara bağlı olarak değişebileceği, bu açıdan MİA içindeki yeşil alan oranını sabit bir şekilde tutmanın gerçekçi olamayacağı sonucuna varıldığı, 1/1000 ölçekli planla ilgili olarak bilirkişi raporunda 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yalnızca Perşembe Pazarının tümü için belirlenen kullanışı göstermekte olduğu, bu alanda yapılacak düzenlemenin ayrıntılarını (yol, otoparklar, gezi yolu, yeşil alan ve oyun alanı planlamalarını) vermediği hususlarının belirtilmesi karşısında uygulama yapılabilecek ayrıntı düzeyinde çizilmesi gereken 1/1000 ölçekli planın belirtilen özelliği taşımadığı, dolayısıyla planlama tekniğine ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idarelerce temyiz edilmiştir.

İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda “Perşembe Pazarı ile ilgili İmar Planlarının İrdelenmesi” başlığı altında 1/1000 ölçekli planının yalnızca Perşembe Pazarının tümü için belirlenen kullanışı göstermekte olduğu, bu alanda yapılacak düzenlemenin ayrıntılarını (yol, otopark, gezi yolu, yeşil alan ve oyun alanının planlarını) vermediği, 1/1000 ölçekli planların uygulama yapılabilecek ayrıntı düzeyinde çizilmeleri gerektiği yolunda görüş belirtilmiş ise de; aynı raporun II. sayfasının 2.paragrafında uygulama planına ilişkin olarak aynen “ancak projesinin yarışma yoluyla elde edilmesinin gerekli olduğu yerler için, bu tür bir eylem planının ön hazırlıklara bağlanabilmesi açısından geçerliliği düşünülebilir” denilmek suretiyle 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ayrıntıya girmesinin başlı başına iptalini gerektirmediği, uygulama planlarının ayrıntı içermesinin genel bir kural olduğu, ancak bu yörenin tarihi özelliği bulunduğu anlaşılmakla, raporda genelde dava konusu alanla ilgili olarak yürürlüğe konulan her ölçekteki planlar arasında uyum bulunduğu, fonksiyonel açıdan farklı bir kullanım öngörülmediği, yörenin tarihi çevre niteliği, dokusu itibariyle planlamasının olumlu karşılandığı vurgulanmakla, bölge genelde tarihi çevre verileri ve bu güne kadar yapılmış uygulamalar açısından iki kısma ayrılarak dava konusu taşınmazın da yer aldığı bölgede Tersane Caddesi ve Haliç arasında kalan alan içinde Karaköy ucunda ve Unkapanı köprüsü ucunda olmak üzere teker teker önemli tarihi yapılar yer aldığı, asıl tarihi yapılar konsantrasyonunun Kürekçiler Kapısı Sokak ile Balıkpazarı Sokak arasında bulunduğu, bu tarihi yapı grubunun odak noktasının da Kurşunlu Hanı olduğu, Kurşunlu ve Yelkenciler Hanlarının dış duvarlarına eklenmiş olan küçük birimlerin tarihsel açıdan yorumlamada bir anlamı olmadığı, buna karşın anılan Hanı Karaköye bağlayan Kürekçiler Caddesinin önemli ve han ile beraber bir doku oluşturduğundan korunması gereken bir eksen olduğu, Kurşunlu Hanının batısında yeralan Yağkapan Cami, Yelkenciler Hanı ve Bedesten gibi yapıların ise dava konusu alan için geliştirilecek yeni düzenlemede bir tasarım disiplini içinde bütünleşmesi gerekeceği görüşüne yer verilerek bu bölgede tarihi yapıların sayısının çokluğu ve kısmen geleneksel dokunun varlığı nedeniyle koruma, sağlıklaştırma, yenileyerek geliştirme girdilerini içeren bir planlamaya gidilmesi gerektiği, dava konusu alanın bütününün şu anda tarihsel bir sit olarak belirlenmediği, ancak buranın ilgili İstanbul Koruma Kurulu tarafından sit alanı ilan edilerek koruma planının yapılmasının en doğru çözüm olacağı belirtilmiş, sonuç olarak dava konusu taşınmazın bulunduğu 1-A bölgesinin mevcut doku korunarak, işlevsel değişimi de olanak tanıyacak koruma ağırlıklı bir planın yapılması gerektiği nedeniyle plan iptali başvurusunun geçerli olduğu açıklanmış bulunmaktadır.

Öte yandan; İstanbul 3 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 16.2.1989/günlü, 997 sayılı kararında Haliç’in kuzey sahilin de, Karaköy ve Unkapanı köprüleri arasında bulunan ve günümüzde Galata/Perşembe Pazarı olarak bilinen bölgenin tarihsel yerleşme yeri olduğu, bugün Galata’nın sahil bölgesinde Ceneviz, Bizans ve Osmanlı devirlerine ait çeşitli anıtların yer aldığı, ancak bölgenin büyük bir kısmının çok yakın bir zamanda büyük ölçüde tahrip edildiği vurgulanarak bölgede yıkılan tescilli yapılar, tescilinin devamına karar verilen ve yeni tescil edilen yapılar açıklanmış ve anılan kararın sonuç kısmında aynen: “V-b) Haliç’in kuzey sahili boyunca uzanan, 1.5.14-15 yüzyıllar arasında Ceneviz kolonisi devrinde çeşitli evreler geçirilerek yapılmış olan Galata Surlarının Karaköy-Azapkapı bölümü yapının ilk evresini oluşturmaktadır. Bu Bölgede bulunan burçlar ve sur kapıları (Balıkpazarı kapı, yağ kapanı kapı, Mürkçü kapı, Buğulu Sokak kapı) kısmen mevcut binaların altında, kısmen enkaz altında kalmış bulunmaktadır. Bugün Yelkenci Han ile Yağ kapanı kapı arasındaki burç oldukça sağlam durumdadır. İbrahim Paşa Camii ile Rüstem Paşa Hanı (Kurşunlu Han) arasında, üzerinde bina bulunan burcun ise Osmanlı devrinde zindan olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Bu bölgenin tarihi ve halihazır durumuna ilişkin yapılan incelemeler sonucu:

VI-a) Yelkenci Han ile Kurşunlu Han arasında yer alan sur kalıntıları ve 3 burcun çevresinde Belediyesince yapılacak tüm faaliyetlerin İstanbul Arkeoji Müzesi Müdürlüğü denetimi altında temel kazılarının dikkatle yapılması gerektiğine ve en ufak sur parçalarının dahi korunmasına.

VII-b) Kurşunlu Han (Rüstem Paşa Hanı), Yelkenci Han ve Bedesten gibi önemli tarihi yapıların ise bugün planları araştırılıp sıhhileştirme projelerinin yapılarak Kurulumuza getirilmesine” karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda açıklanan bilirkişi raporu ile Koruma Kurulu kararının birlikte incelenmesinden, davaya konu edilen imar planının I-A olarak nitelenen bölgesinin tarihi özelliği, burada bulunan tescilli yapılar ve tarihi kalıntılar, başka bir deyişle bu yöredeki kültür varlıklarının konumu ve korunması hususları araştırılmaksızın yapıldığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi kararının yukarıda yer alan gerekçeyle sonucu itibariyle onanmasına karar verildi.