1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/4311 K: 1992/3615 T: 15/10/1992


Kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılan davanın görülmesi sırasında imar planında değişiklik yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece bu plan göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken, kamulaştırma işleminin gerçekleştirildiği tarihte yürürlükte olan imar planına göre karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, taşınmazın Porsuk Islahı İnşaatı nedeniyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca onaylı proje uyarınca kısmen kamulaştırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi kararıyla kamulaştırma işleminde yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacıların temyizi üzerine Danıştay Altıncı Dairesinin 1989/2141 sayılı kararıyla taşınmazın proje kapsamında kalmadığı yolundaki iddianın bilirkişi incelemesi yaptırılarak açıklığa kavuşturulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak düzenlenen rapor ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, taşınmazın Porsuk Çayının ıslahı için hazırlanıp Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca onaylı proje kapsamında kalması nedeniyle bu amacın gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla usulüne uygun olarak kamulaştırıldığı, her ne kadar aynı bilirkişi raporunda imar planında yapılan değişiklik neticesinde taşınmazın kullanım şekli değiştiği belirtilmiş ise de, davanın açıldığı tarih itibariyle olayın incelenip karara bağlanması gerektiğinden bu değişikliğe itibar edilmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dosyasında bulunan bilirkişi raporunun incelenmesinden, son imar planına göre davacıların hissedarı olduğu parselde Devlet Su İşleri tarafından kamulaştırılması gereken bir alan bulunmadığı, bu son plan değişikliği ile taşınmazın bir kısmının yolda kaldığı anlaşılmıştır.

İmar Kanununun 3.maddesinde de, herhangi bir sahanın her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamayacağı kurala bağlanmıştır.

Bu durumda, davacıların hissedarı olduğu taşınmazın imar planında artık Devlet Su İşleri tarafından kullanılabilecek herhangi bir amaca tahsisli olmaması nedeniyle imar planına aykırı bir kamulaştırma söz konusu olup, konunun bu yönüyle incelenerek karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, temyize konu Eskişehir İdare Mahkemesinin 24.4.1991 günlü 1991/359 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.