İdarece iptal edilen ruhsatın düzenleniş tarihi itibariyle anayasa mahkemesinin iptal kararına kadar yürürlükte olduğu tartışmasız ise de daha sonra sözü edilen ruhsatın dayanağı olan yasa hükmünün anayasa mahkemesince iptal edilmesi sonucu idarece geri alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, kazanılmış hak iddiasının ise, ruhsatın yürürlükte olduğu dönemde inşaata başlanmış olması ve anayasa mahkemesinin iptal kararına kadar taraflarca ulaşılan seviyenin kanıtlanması halinde bu kısımların kazanılmış hak olarak değerlendirilmesinin yapının yıkımına ilişkin davada incelenmesi gerektiği
Dava, taşınmaz üzerindeki blok için düzenlenen inşaat ruhsatının, hava fotoğraflarında adı geçen bloğun inşaatına 18.4.1987/tarihinden sonra başlandığının tespit edildiği gerekçesiyle iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince uyuşmazlık konusu yapı izin belgesinin 3194 sayılı Kanunun 47.maddesinin Anayasa Mahkemesince iptalinden önceki bir tarihte verildiği, adı geçen Yasanın 29.maddesi uyarınca, ruhsat tarihinden itibaren iki yıl içinde yapıya başlayabilme durumu bulunduğu, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde yapı bitirilmediği takdirde verilmiş ruhsat hükümsüz sayılacağına ve başlanmış
inşaatlarda müktesep haklar saklı tutulduğuna göre işlem tesisi sırasında bu hükümlerin gözardı edilemeyeceği, imar hukuku yönünden kazanılmış hakların belirlenmesinde bu hükmünde esas alınması gerektiği, Anayasa Mahkemesi kararını geriye yürür şekilde uygulamak suretiyle kazanılmış hakkın ihlali sonucunu doğrudan ve idari istikrar prensibiyle bağdaşmayan yolda işlem yapılmasının hukuken kabul edilemeyeceği, bu durumda tesisi için başkaca sebep de gösterilmeyen dava konusu ruhsat iptaline ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3.maddesinin (g) bendinde, Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinde ve öngörünüm bölgesinde konut yapılamayacağı, tevhit ve ifraz işlemleri yapılmasına izin verilemeyeceği kuralı getirilmiş, ancak söz konusu hüküm 3194 sayılı İmar Kanununun 47.maddesiyle değiştirilerek, Boğaziçi öngörünüm bölgesinde muhtelif koşullarla sınırlandırılmak üzere yapılaşma imkanı getirilmiştir. Anılan hükmü de kapsar nitelikte bir başvuru ile 3194 sayılı Yasanın bazı maddelerinin iptali talebinin Anayasa Mahkemesine iletilmesi sonucunda Anayasa Mahkemesince 3194 sayılı Yasanın 47.maddesi Anayasanın 2. ve 56.maddelerine aykırı bulunarak 11.12.1986/günlü, 1986/29 sayılı kararı ile iptal edilmiş, karar aynı gün Anayasa gereği devlet eliyle kurulan ve tarafsız bir kamu tüzel kişisi olan T.R.T: Kurumu ve takip eden günde yazılı basın aracılığıyla tüm kamuoyuna duyurulmuş, dolayısıyla Yasa maddesinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği hususu
tüm kamuoyunun özellikle konu ile ilgili bulunan idareler ve şahısların bilgisi dahiline girmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, idarece iptal edilen ruhsatın düzenleniş tarihi itibariyle Anaya Mahkemesinin iptal kararına kadar yürürlükte olduğu tartışmasız ise de daha sonra sözü edilen ruhsatın dayanağı olan yasa hükmünün Anaya Mahkemesince iptal edilmesi sonucu idarece geri alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacılar tarafından ileri sürülen kazanılmış hak iddiasına gelince, Danıştay’ın süregelen içtihatlarında, kazanılmış hakların tespitinde yapı izin belgesinin düzenlenmiş bulunması yeterli olmayıp, bu izin belgesine bağlı olarak inşa edilen yapının ulaştığı seviye ölçü olarak alınmaktadır.
Olayda da, yukarıda sözü edilen ruhsatın yürürlükte olduğu dönemde inşaata başlanmış olması ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararına kadar taraflarca ulaşılan seviyenin kanıtlanması halinde bu kısımların kazanılmış hak olarak değerlendirilmesinin yapının yıkımına ilişkin davada incelenmesi gerekmektedir.
Bu durum karşısında, İdare Mahkemesince 3194 sayılı Yasanın 29.maddesine dayanılarak kazanılmış haktan bahisle iptal kararı verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu İstanbul 6. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.