Danıştay 6. Dairesi E: 1991/772 K: 1992/5030 T: 21/12/1992

İmar ıslah planıyla yapılan parselasyon sonucu davacıya yapısının bulunduğu yerin dışında ve değer itibariyle daha düşük bir parsel verildiği anlaşıldığından işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı

Dava, davacının hissedarı olduğu 230 ada, 22 parsel sayılı taşınmazını da kapsayan alanda 3290 sayılı kanun ile 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılan ıslah imar planının ve uygulama işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dava konusu ıslah imar planının belediye meclisi kararıyla onaylandığı, bu planın belediye encümeni kararıyla askıya çıkartıldığı, bu plan sonucunda davacıya imarın 1108 ada, 7 parsel sayılı taşınmazın ayrıldığı, davacının hissedar olduğu ve üzerinde inşaa halinde yapısı bulunan önceki taşınmazının 1107 ada, 1 parsel sayısı ile bir başka kişi adına tahsis edildiği, Mahkemelerince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenle nen raporda da; ıslah imar planının düzenlenmesinde ana prensip olarak hamur işlemi sonucunda ortaya çıkan yeni payların ilgili kişilere, öncelikle kendi konumlarında tahsisin öngörüldüğü, bunun mümkün olmadığı hallerde elverdiğince eski konumlarına yakın ve eş değerde bir yerin verilmesi gerekeceği, dava konusu ıslah imar planının planlama ilke ve esasları açısından değerlendirildiği zaman,1107 ada, 1 parsel üzerinde evi olan bir kimsenin kendine ait taşınmazdan alınıp 1108 ada, 7 parsele götürülmesinin hatalı bir uygulama olduğu, kaldı ki 1107 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın konumuna ait özellikleri ve değeri açısından 1108 ada, 7 parsel sayılı taşınmaz ile kıyaslanamayacak derecede avantajlı durumda olduğu, diğer taraftan ıslah imar planlarının düzenlenme sinde üzerinde yapı bulunan parsellerin dikkate alınması gerektiği belirtildiğinden bu rapora itibar edilerek dava konusu planının ve uygulama işlemlerinin imar mevzuatına uygun olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin davacının taşınmazına ilişkin kısmının iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu Edirne İdare Mahkemesinin 24.10.1991 günlü, 1991/417 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.