İmar durumu istemenin inşaat ruhsatı verilmesi istemini kapsamadığı
Dava, taşınmazla ilgili imar planında tadilat yapılarak aile ve çocuk bahçesi alanına dönüştürülmesine ilişkin belediye meclisi işleminin ve inşaat izni ve ruhsatı verilmesine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmış, idare Mahkemesince; imar planının değişikliğine karşı ve inşaat ve ruhsatı verilmesine karşı ayrı ayrı dava açıldığı görülerek dosyalar birleştirildikten sonra; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, şehir imar planı bir bütün olarak incelendiğinde, yer yer yeşil alanların mevcut olduğu, şehrin giriş kesiminde çok geniş bir alan Askeri yerleşim alanı olup çok ağaçlıklı yeşil bir kesim olduğu, imar tadilatı yapılan ada, bu çok ağaçlıklı askeri alana 60 m. mesafede olduğu, dava konusu adanın batısında birisi 170 m. diğeri 270 m. mesafede iki adet çocuk bahçesi olduğu, doğusunda ise 300 m. mesafede bir yeşil alan daha olduğu, bu alanlar küçükte olsa civarına hitap edebilecek konumda olduğu, dolayısıyla, şehir imar planı bir bütün olarak alındığında yapılan bu tadilatta bir zorunluluk, aciliyet, çevre sağlığı, bir rasyonellik bulunmadığının belirtildiği, nedeniyle dava konusu imar planı değişikliğinin iptaline karar verilmiş, davanın inşaat izni ve ruhsatı verilmemesine yönelik kısmına gelince; 3194 Sayılı İmar Kanununun 20.maddesinde de, yapıların kuruluş veya kişilerce kendilerine ait tapusu bulunan arazi, arsa veya parsellerde… imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabileceği kuralının yer aldığı, E:1989/1091 E:1989/615 K:1990/122 karar sayılı dava dosyalarının incelenmesinden; davacılardan … tarafından davalı belediyeye verilen dilekçede; “Tapunun parseldeki arsama inşaat yaptırmak istiyorum. İmar durumunun verilmesi için…”şeklinde belirtilerek belediyesine müracaat edildiği, bunun üzerine, davalı idare işlemiyle;”…İmar planında tadilat yapılarak Aile ve Çocuk Bahçesi alanına dönüştürülmesine karar verildiği, bu nedenle inşaat yapma talebinin karşılanamayacağı şeklinde cevap verildiği, bir nedenle inşaat izni ve ruhsatı verilmemesine yönelik olarak da dava açılmış ise de; davacı tarafından belediyesine yapılan başvuru doğrudan inşaat ruhsatı verilmesine yönelik olmayıp, İmar durumunun verilmesi istemine verilen cevap üzerine bu kısma yönelik davanın açıldığı imar durumu verilmemesine yönelik açılmış davanın bulunmadığı anlaşıldığından imar durumunun verilmesini belediyeden istemek inşaat izninin istenmiş olduğu anlamına gelmeyeceği, ayrıca inşaat izninin istenmesi zorunlu olduğundan inşaat ruhsatı verilmesi isteğiyle yöntemine uygun bir başvuru bulunmadığı, yukarıda dava konusu edilen plan değişikliğine ilişkin işlemde iptal edildiğinden bu iptal kararı üzerine idarece yeniden işlem tesis edileceği, davacının da bu iptal kararı üzerine yöntemine uygun olarak inşaat izni verilmesi istemiyle idareye başvurabileceği, yeni başvuru sonucuna bağlı olduğundan davanın bu kısmı hakkında yeni başvuru sonucuna bağlı olduğundan davanın bu kısmı hakkında da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen iptali kısmen de karar verilmesine yer olmadığı yolundaki temyize konu Gaziantep İdare Mahkemesinin 4.12.1991 günlü, 1991/1718 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.