1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/1707 K: 1993/407 T: 11/02/1993


Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; yol istikamet planının 3194 sayılı yasada yer almadığı, kaldı ki yol istikamet planının 6785 sayılı yasadaki usule de uygun şekilde yapılmadığı, aynı yörede imar planı çalışması yapılması konusunda iller bankasına yetki verildiğinden, bu aşamada yol istikamet planına göre yapılan kamulaştırmada mevzuata uyarlık bulunmadığı belirtildiğinden mahkemece kamulaştırma işleminin iptaline karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, öte yandan; belediyenin yol yapma görevi bulunduğu, kamu yararı kararı ile kamulaştırma yapabileceği, ancak mevcut yolların şu an yeterli olduğu anlaşıldığından, bu gerekçenin de ilavesi gerektiği

Dava, Ulucak Kasabasında bulunan kayıtlı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkeme since; davaya konu kamulaştırma işleminin kasaba merkezinde bulunan Hanönü Meydanından belediye hizmet binasına uzanan yolun açılması amacıyla tesis edildiği, onaylı yol istikamet planına dayandığı belirtilmekle birlikte kamu yararı kararının da alındığı, belediye encümenince alınan kamu yararı kararının 2942 sayılı Yasanın 6.maddesi uyarınca Kaymakamlıkça onaylandığı, tesis edilen işlem ile dayanağı yol istikamet planının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının anlaşılması için Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle; nüfusu 10.000’nin altında olan beldelerde imar planı yaptırma zorunluluğunun bulunmadığı, ancak belediye meclisi kararıyla imar planı yaptırılmasına karar verildiği, kamulaştırma işleminin dayanağı olan yol istikamet planlarının 3194 sayılı yasada yer almadığı, 6785 sayılı eski imar kanununda bu tür planlara yer verildiği, yol istikamet planları yerleşimin bütünlüğünü değerlendirme yerine belli bir yol güzergahını oluşturmaya yönelik olduğu, önemli bir ulaşım aksı üzerinde bulunan ve güneyinde organize sanayii alanı bulunan bu beldenin İzmir’e yakınlığı da göz önüne alınarak ulaşım dokusunun geniş değerlendirme ve planlama ile düzenlenmesi gerektiği, daha kamulaştırma kararından önce 26.10.1989 da alınan kararla halihazır harita yapımı için İller Bankasına yetki verildiği, kamulaştırma kararından kısa bir süre sonra 19.10.1990 da imar planı çalışmalarının İller Bankası eliyle başlatılmasına karar verildiği, bu planlama çalışmaları sonucunun beklenilmesinin uygun olacağı, mevcut yol güzergahının yerleşmeye şu an için yeterli hizmeti verdiği, planlama çalışmasının sonucu alınmadan kamulaştırma yapılmasını gerektirecek acil bir ulaşım sorununun bulunmadığı, kaldı ki imar planı yapıldıktan sonra, 18.madde uygulaması ve bedelsiz terkler yoluyla kamulaştırma yapılmaksızın yolun açılabileceği; Vatandaşlar, imar planı nedeniyle elde edecekleri kazançların farkında olacaklarından, yolların açılması konusunda halk desteğinin de sağlanabileceği yolunda görüş bildirildiği, mahkemelerince bu bilirkişi raporunun uygun görüldüğü, bu durumda, İzmir-Ankara karayoluna yakın bir mesafede yer alan, güneyinde organize sanayi bölgesini barındıran, bu nitelikleri itibariyle hızlı bir gelişme potansiyeli içinde bulunan Ulucak Kasabası yol güzergahının anılan imar planı çalışması bitmeden belirlenmesinde ve yolun açılması amacıyla kamulaştırma yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu İzmir 3.İdare Mahkemesinin 15.1.1992 günlü, 1992/48 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.

KARŞI OY: Dosyanın incelenmesinden, köy yerleşme alanına sadık kalınarak hazırlanan yol istikamet planlarının 26.10.1989/gününde belediye meclisince onaylandığı ve yolların isabet ettiği taşınmazların kamulaştırılması amacıyla da 22.5.1990 günlü, 190 sayılı belediye encümeni kararıyla kamu yararı kararı alındığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, Ulucak Köyünün İzmir-Ankara Karayoluna yakın bir mesafede bulunması ve güneyinde organize sanayi bölgesinin bulunduğu, önemli ulaşım aksı üzerinde bulunan ve çok hızlı gelişme potansiyeline sahip olan bu beldenin mevcut yollarının dar ve dolambaçlı olması sebebiyle yetersiz olduğu, İller Bankasına imar planı yapma yetkisi verilmiş ise de, bu planların hazırlamasının zaman gerektirdiğinden beldenin acil yol ihtiyacını sağlamak amacıyla usulüne uygun olarak tesis edilen dava konusu kamulaştırma işleminde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.