1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1992/3074 K: 1993/2568 T: 23/06/1993


Keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu ıslah imar planının uzun ve set şeklinde ada oluşturulması nedeniyle şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı belirtildiğinden mahkemece anılan planın iptaline karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği

Dava, davacının hissedarı olduğu İzmir Üçkuyular Mahallesi 1890 ada, 2 parselde uygulanan 82 no’lu ıslah imar planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle; uyuşmazlık konusu ıslah imar planının, 30.10.1987/tarihinde onandığı ve özel parselasyonu ve alanda ruhsatsız yapılmış yapıları korumayı hedeflediği, ancak 27.6.1988/tarihinde ıslah imar planı değişikliğinin yapıldığı belediyenin yasalar uyarınca bölgede ıslah imar planı çalışması yaptığı ve 82 numara adı ile anılan plan ile yörenin düzenlendiği, bu planda 41992 ada üzerinde yer alan ve imar affına girdiği beyan edilen yapılar korunarak adanın kuzeyinden (güneybatı-kuzeydoğu istikametinde) 7 m.lik bir yol planlan dığı, bu yolun halihazırda da boş olan 6206 no’lu adadan geçtiği, davaya konu parsel üzerindeki binanın da, bu şekilde adadaki diğer yapılar gibi korunduğunun yaklaşık 8 ay sonra 82 no ile anılan plan üzerinde bir tadilat işlemi uygulandığı ve bir önceki plandaki 7 m.lik yolun ekseni üzerined 10 m. güneye kaydırıldığı, bu işlem sonucu 41922 adadaki binaların yol üzerinde kaldığı, davaya konu arsadaki binanın da bu şekilde yola gittiği gerekçesiz ve mesnetsiz verilmiş bu karar sonucunda 6206 adadaki parsellerin bitişik iki kat düzende eski derinlikleri olan 33 m. civarına çıkarıldığı ve yapı adasının 310 m. uzunlukta devam ederek “L” şeklinde kesintisiz olarak 140 m. uzunlukta da kuzeybatı-güneydoğu istikametine uzadığı bu tür bir yapı adasının şehir planlaması literatüründe görülmediği, bu denli uzun ve bir set şeklinde şehirsel mekanları bölen yapı adalarına çok istisnai hallerde rastlanabileceği yerinde yapılan gözlemler sonucu şehir bütünü içinde kalan bu yörede uzun bir yapı adası oluşturmak için istisnai hiç bir gerekçe bulunmadığı, aynı tadilat ile üçgen şeklinde yeşil alanlardan birisi konut alanına dönüşürken, üzerinde yapı olan bir yapı adasının da park niteliğine döndürüldüğü, 6206 ada ile 41992 ada arasında oluşturulan yolun, ekseni sabit kalmak üzere gerekçesiz 10 m. güneye kayması ve bu işlem sonucu 41992 adadaki binaların yolda kalmasında ve de yolun bu kaymaya sebep olmasında olumlu hiç bir şehircilik ilkesinin ve planlama esasının görülmediği ayrıca yolun oluşmasının da ortaya çıkardığı ve yukarıda belirlenen bina yıkımları gibi sorunlardan ötürü kamu yararından yoksun görüldüğü, yolun güneye kaymasının herhangi iki nokta arasında erişmeyi kolaylaştırıcı bir durum oluşturmadığı, gerekçesiz bir işlem olmanın yanında 82 plandaki 6206 adanın devamlılığı ile davaya konu parselin kuzeyindeki 7 m.lik yolun sürekliliğinin kesilmiş olduğu davalı tarafından da belirttiği üzere bu tür bir yol gerekli olup ancak yolun belirli bir sürekliliğe de sahip bulunmasının zorunlu olduğu, davaya konu planda yolun 75 m. devam etmekte olduğu, sonuçta karşısında 6206 no’lu yapı adasının çıktığı ve böylece sürekliliğinin kesildiği, yoldan kuzey yöne erişmek için “L” şeklinde kapalı bir adanın geçilmesi gerektiği, 6206 adanın kütlesel büyüklüğünden ötürü de şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarının ihlal edildiği, bütün bu hususlar nedeniyle, uyuşmazlık konusu planda kamu yararına uyarlık bulunmadığı görüşüne yer verilmiş olduğu, bilirkişi raporundaki görüşlerin mahkemece de kabul edildiği, bu nedenle tesis edilen işlemde mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiş, karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu İzmir 3.idare Mahkemesinin 11.3.1992 günlü 1992/332 sayılı kararında, İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.